Mehmet Y. Yılmaz, Hürriyet Gazetesi’nde 9 Aralık 2014 günü yayınlanan “Derdi Osmanlıca Değil Hesaplaşmak” başlıklı köşe yazısında mezar taşlarında yazılanlar hakkında biraz saçmalamış:

Her otokratın böyle fantezileri vardır, bizimkinin fantezisi de bu olsa gerek.

"Mezar taşlarının okunmasını mı öğreneceğiz diyorlar. O mezar taşlarında bir tarih yatıyor. Bunu bilmemekten büyük acz olabilir mi" diyor.

Birincisi "Mezar taşlarını okuyamıyoruz" diyenler, Osmanlıcanın zorunlu ders olmasını savunanlar, buna karşı çıkanlar değil.

İkincisi mezar taşlarında ne yazıldığı belli: Ruhuna fatiha!

Duanı okur geçersin, mezar taşlarından tarih filan öğrenilmez, bilim ise hiç öğrenilmez.

Mezar taşlarından bilim öğrenilemeyeceği aşikâr. Ancak, eski mezar taşlarınında ölüm tarihi çoğunlukla, bazen ise doğum tarihi, 3-4 kuşak geriye kadar ölülerin büyüklerinin adları ve sıfatları, mefta eğer önemli bir görevde ise görevi ve (özellikle son) görev yaptığı yer yazar.

Bizim mezar taşlarımız neyse de, antik tarihe ilişkin tespitlerde mezar taşlarından önemli ölçüde faydalanıldığını bari göz önünde bulundursaymış Yakup Yılmaz.

* Katkısı için ahmetfirat‘a teşekkürler

Yorumunuzu yazınız...