Mehmet Âkif Ersoy’un Eskimiş Ayakkabısıyla Bir Bank Üzerinde Düşünürken Görüntülendiği Fotoğrafın 1921 Yılında Bayburt’ta Çekildiği İddiası Doğru Değil

Fotoğraf Mısır’ın Başkenti Kahire’nin Güneyindeki Hilvan’da Kaydedilmiş

Yanlış İddia

 

İstiklâl Marşı’nın kabulünün 100. yılı olması dolayısıyla 2021 yılının “Mehmet Âkif Ersoy ve İstiklâl Marşı Yılı” olarak kutlanmasına dair bir genelge yayımlandı. Mart ayından itibaren başlayan etkinliklerin yıl boyunca sürmesi öngörülüyor. Milli Şairimiz Mehmet Âkif’in adının daha fazla zikredildiği, gündemde olduğu bugünlerde yanlış paylaşımların da arttığını söyleyebiliriz. Bu paylaşımlardan biri de Mehmet Âkif’in ayakkabılarına dikkat çekilen ve 1921 yılında Bayburt gezisi esnasında çekildiği iddiasıyla paylaşılan bir fotoğrafa ait.

 

mehmet akif ersoy bank

 

Fotoğrafın renklendirilmiş hâli:

 

mehmet akif ersoy renklendirilmiş

 

Fotoğrafın mezkûr iddiayla sosyal medyada ilk olarak Nisan 2019’da paylaşıldığı görülüyor.

 

“Mehmet Akif Ersoy, Bayburt Gezisi Sırasında… Ayakkabılarının Durumu İçini Sızlattı…”

 

mehmet akif ersoy bayburtta

 

2019 yılından bu paylaşımın ardından söz konusu fotoğraf hakkındaki yanlış bilginin yaygınlık kazandığı anlaşılıyor.

 

“Mehmet Akif ERSOY Bayburt gezisinde 1921 önce sanırım belkide o zaman daha İstiklal Marşını kafasında canlandırmaya başlamıştı.”

 

mehmet akif ersoy bayburtta
Arlet Natali Avazyan adlı profilin Mehmet Âkif Ersoy’un Mısır’da çekilen fotoğrafını Bayburt’ta çekildiği iddiasıyla aktardığı paylaşımı

 

Fotoğraf, tarihi bilgiler paylaşan (!) sayfalarca geçtiğimiz günlerde yeniden dolaşıma sokularak epeyce etkileşim aldı.

 

“Mehmet Akif Ersoy’un çekilen bir fotoğrafı. Bayburt, 1921.”

 

bayburt mehmet akif

 

“1921, Bayburt. Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy.”

 

mehmet akif ersoy bayburtta

 

“Vatan şairi Mehmet Akif Ersoy Bayburt gezisinde bir bahçede şapkası önünde düşünüyor. 1921”

 

mehmet akif ersoy bayburt

 

Sosyal medyada Mehmet Âkif Ersoy’un eskimiş ayakkabısıyla bir bank üzerinde düşünürken görüntülendiği aşağıdaki fotoğrafın 1921 yılında Bayburt gezisi esnasında çekildiği iddiası doğru değil. Görsel, Milli Şairin Mısır’da bulunduğu yıllarda Kahire’de çekilmiştir.

 

Mehmet Akif Ersoy Hilvan
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü (2015). Mehmet Âkif Ersoy. Anma ve Armağan Kitapları Dizisi 36. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Ankara.

 

1921 yılında Bayburt’ta çekildiği iddiasıyla paylaşılan fotoğraf hakkında yaptığımız araştırma sonucu Mehmet Âkif’in Bayburt’a gittiğine dair bir ize rastlayamadık. Mehmed Âkif Ersoy, Millî Mücadele döneminde Anadolu’nun birçok şehrine ziyaretler gerçekleştirmişti. Millî Mücadele döneminde önce Balıkesir’de, Burdur milletvekili olarak Meclise girdikten sonra ise; Eskişehir, Burdur, Sandıklı, Dinar, Afyon, Antalya, Konya ve Kastamonu gibi şehirlerde halka ve cephelerde askerlere hitaben Millî Mücadele’yi teşvik eden konuşmalar yapmış ve vaazlar vermiştir. Bu şehirler dışında Ankara ve İstanbul da Âkif’in yaşadığı şehirler arasındadır. Fakat Bayburt’un kendisiyle ilgili yapılmış çalışmalarda anılmadığını tespit ettik.

Fotoğrafın gerçek mekânı ve tarihinden bahsedecek olursak; Mehmet Rüyan Soydan’ın arşivinde yer alan fotoğraf, Mehmet Âkif’in 1931 yılında Mısır’daki günlerinde Kahire’de çekilmiş, kızı Suad Hanım’a yazdığı bir mektupla Türkiye’ye postalanmıştır. Âkif’le ilgili en geniş arşive sahip olan Mehmet Rüyan Soydan, ilgili fotoğrafın da yer aldığı mektupları Firaklı Nâmeler-Âkif’in Gurbet Mektupları adıyla yayımlanmasına ön ayak olmuştur. Kitabın önsöz bölümünde ise “Dede yâdigarı olarak sakladıkları bu mektupları, aileden biri olmak üzere telakki ettikleri bendenize lütfetmek suretiyle yayımlanmasına vesile olan Ferdâ Argun ve Selma Argun Hanım teyzelerime en derin şükranlarımı arz ederim.” notuna yer vermiştir.

 

mehmet akiften kızı suad hanıma

mehmet akiften kızı suad hanıma firaklı nameler

 

(Mehmet Âkif Ersoy Firaklı Nâmeler-Âkif’in Gurbet Mektupları, Timaş Yayınları)

 

Fotoğrafın arkasına Âkif şu notu düşmüştür: “Evvelâ Ferdâ Kadın’a, sonra babasına, daha sonra annesine (…), Şaban 347, Ferda Kadın’ın dedesi Mehmed Âkif

 

Mehmet Âkif Ersoy’un anılan fotoğrafı kızına ilettiği mektup metni şöyleydi (Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (2010). Mehmet Akif Ersoy’un Aile Mektupları):

Suad,

Mektuplarınızdan son derecede memnun oluyoruz. Onun için, sık sık, üçer-beşer satır yazın, yollayın. Evvelce de söylediğim gibi annen şimdi Ferda fodulu oldu bir, Suad fodulu oldu iki! Bugün, seni Keçeciler’den nasıl yolcu ettiğini kim bilir kaç yüzüncü defa olarak anlatırken ağlamaya başladı.  O meğer sana gönüllü imiş de hiçbirimizin haberi yokmuş, hatta galiba kendi de farkında değilmiş! Sen sakın firaklı nameler yazma! Ferda Hatun’un yeni marifetleri varsa onları yine öyle numara sırasıyla bildir, anladın mı?
Biz yaz geleli, yani paşa hazretleri İstanbul’a göç edeli, yine sarayın selamlık tarafına taşındık. Evimiz yaz hakkına çok iyi. Hatta annen ‘Mısır’ı çok sıcak derlerdi, ama ben öyle bulmadım’ diyor; dışarıda ümmet-i Muhammed’in nasıl tutuştuğundan haberi bile olmuyor.
Nasıl? Milas’ın sıcakları başladı mı? Ferda sıhhatçe iyi ya? Ahmed Bey’in resm” vazifesi haricindeki işleri yine devam ediyor mu? Keman çalıyor musun? Resim yapıyor musun? Milas’ın sıtması bol mu? Her halde Ferda Kadın’a kinin yutturmayı ihmal etmeyin, kendiniz de ara sıra yutun olmaz mı?
Kışın annen hemen her gün şırınga sıkmak mecburiyetinde idi. Şimdi maşaallah bir aya yakındır ki o mecburiyetten kurtuldu. Biraz zayıf ise de inşaallah yine toplar. Kardeşlerin iyidir. Siz bize bir arada çıkartacağınız bir resimden bahsetmiştiniz. Mümkünse pek makbule geçer. Biz de mukabelede kusur etmeyiz.
Hatice annene mektup göndermiyormuşsun. Şayet Emine’nin nadanlığına kızdınsa öteki b”çarenin kabahati ne? Bizden senin adresini soruyordu? Her halde mektup yaz, zavallı kadının gönlünü al. Annen gözlerini, kardeşlerin ellerini öpüyor. Ben de kemal-i iştiyak ile gözlerinden öperim. Ferda Hatun’u bir de benim için öp olmaz mı?
Baki cümlenizi Allah’a emanet ederim kızım.
Baban
Mehmed Âkif

 

Mehmet Âkif Ersoy’un aynı konumda çekildiği bir diğer fotoğrafı da şu şekilde:

 

mehmet akif hilvanda

 

Mehmet Akif Ersoy Hilvan
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü (2015). Mehmet Âkif Ersoy. Anma ve Armağan Kitapları Dizisi 36. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Ankara.

 

Mehmet Âkif’in bahse konu fotoğrafı ilettiği mektup metni şu şekildeydi:

Evlâdım Su‘âd,
Mektûbu ben de seyrek yazıyorum. Sebebi de senin kardeşine yazdığın mektûblardan âfi yetinizi haber aldığım, onun sana yolladığı mektûblardan da sence merâk edecek birşey kalmadığını bildiğimdir. Cenâb-ı Hakk cümlemizi sıhhatten, selâmetten cüdâ etmesin, âmîn! Şarka doğru gitmek üzere hazırlık emri almışsınız. Cenâb-ı Hakk hayırlı eylesin. Ahmed’e de yazdım: Seni birlikte götürmek, yahut evvelki tasavvur vechile bu tarafa göndermek şekillerinden hangisini tercîh etmek lâzım geleceğini zannederim, mahall-i azîmet belli olduktan sonra siz aranızda düşünürsünüz. Gelirsen başımız üstünde yerin var. Ferdâ’yı da mektebe veririz. Geçen sene az oturduğun halde çok istifâde etmiştin. Bu sefer inşâallah daha ziyade müstefîd olursun. Yok, beraber gitmek tarafı sizce daha münâsip görünürse bu kararınızı tebdîl için ısrâr etmek de istemeyiz. Evet, seni aramızda görmek şübhe yok ki büyük bir sa‘âdettir, lâkin â’ilî husûsâtı nazar-ı dikkate almak da zarûrîdir. Hâsılı mes’eleyi kendiniz hallederek netîceyi bildiriniz.
Annen hamd olsun çok iyi. Kardeşlerin sıhhatce fenâ değildir. Çinici Fuad Beyler üç ay kadar oluyor ki, İstanbul’a gittiler.
Annenle ikimiz gözlerini öperiz. Kardeşlerin ellerini öpüyorlar. Cenâb-ı Hakk’ın sıyânetine emânet olunuz iki gözüm Su‘âd.
fî 11 Haziran 1932
baban
Mehmed Âkif

 

mehmet akiften kızı suad hanıma mektup

 

mehmet akif ersoy hilvanda bahçede

 

Mehmet Âkif ve Mısır Günleri

Millî Şairimiz Mısır’a birkaç kez belirli aralıklarla gitmiş olsa da temelli kalmak üzere gidişi 1925 yılının Ekim ayına rastlar. Şapka giymemek için Mısır’a gittiği iddiası zaman zaman dillendirilse de “maaş bağlanmaması, iş verilmemesi, peşinde polisin olması Mehmet Âkif’in yurdu terk etmesine neden olmuştur” der Ertuğrul Düzdağ. “Türkiye’deki siyasi gelişmeler yüzünden, 1925 yılı sonundan itibaren temelli olarak Mısır’a gitmeye mecbur olmuş ve orada bir nevi ‘gönüllü sürgün hayatı’ yaşamak zorunda kalmıştır. Ağır şekilde hastalanarak yurduna döneceği 17 Haziran 1936 tarihine kadar, on buçuk sene Kahire/Hilvan’da vatan-cüda olarak hasret çekmiştir.” Âkif, gurbet hayatı boyunca Kur’an meâli üzerinde çalışarak, tercümeyi tamamlamış, ancak 1930’lu yıllardaki mevcut ortamdan endişeye kapıldığı için meâli bitirdiği hâlde Türkiye’ye göndermemiştir. Mehmet Âkif’in tüm yaşamı boyunca peşini bırakmayan talihi onu Mısır’da da takip etmiş ve meşakkatli bir hayat yaşamıştır. En yakın arkadaşları tarafından dahi “karakter abidesi” olarak anılan şairin çektiği sıkıntılara Mısır’da vatan hasreti de eklenmiştir.

Mehmet Âkif’in yakın arkadaşı olan ve onu Mısır’daki günlerinde ziyaret eden Eşref Edip’in Hilvan izlenimlerine baktığımızda ise Kahire Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde Türkçe hocalığı yaptığı bilgisine ulaşırız, “Mısır’da, Kahire’den uzak bir köye, Hilvan’a çekilmişti. Orada münzevi denecek bir tarzda yaşıyordu. Haftada iki gün Kahire’ye iner. Darülfünûn’daki dersini okutur, dersten çıkar çıkmaz hemen trene atlar, Hilvan’a dönerdi.” (Eşref Edip, Mehmed Âkif, s 115)

Mısır’daki günlerinde şairi on bir yıl boyunca misafir eden Abbas Halim Paşa Âkif’in hastalığının artması nedeniyle İstanbul’a getirildiği tarihten sonra da tedavisi için yardımcı olmuş fakat İstiklâl Şairimiz şifa bulamayarak 27 Aralık 1936 tarihinde vefat etmiştir.

Eşinin hastalığı, çocuklarından ayrı olması, maddi sıkıntılar içinde yaşaması, vatan hasreti çekmesi dolayısıyla Mısır hayatının da zor olduğunu bildiğimiz Mehmet Âkif Ersoy’un Kahire’de çekildiğine emin olduğumuz fotoğrafında dikkat çeken ayakkabıları onun yaşamının simgesi gibidir adeta.

 

Yorumunuzu yazınız...