İNCELEME

Mazhar Kunt’un Cumhuriyet Gazetesinde Yayınlandığı Öne Sürülen Bira ve Otomobil Fabrikası Yapımını Kıyaslayan Köşe Yazısı

Dün, 2017 yılında kurulan Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG), 2022 yılında üretimine başlayacağı, geliştirme süreci devam eden otomobilin ön gösterimi yapıldı. Yerli otomobil tanıtımıyla bir hayli kutuplaşmış toplumumuz kendisine yeni bir tefrika hattı oluştu.

Bu süreçte sosyal medyada ve birçok köşe yazısında Cumhuriyet Gazetesinde 1960’lı yıllarda yazılar kaleme alan Mazhar Kunt’un devrim arabalarının yapımı sürecinde bira fabrikası ile otomobil fabrikasını kıyas ettiğine ilişkin bir iddia dolaşıma girdi. Mazhar Kunt’un yazısı üzerinden yerli otomobile 60 yıl önce de karşı çıkanların varlığının işaret edildiği paylaşımlarda “60 yıl geçse de zihniyet değişmiyor” vurgusunda bulunulmuştu.

Bahse konu iddia şu şekilde paylaşılmıştı:

“Türkiye ilk yerli otomobil “Devrim”i üretmeye çalışırken 25.03.1961 tarihli Cumhuriyet Gazetesindeki köşesinde Mazhar Kunt şunları yazıyordu: “Senelerdir bira bulamayız, bir iki fabrikasını kurmak akla gelmez. Şimdi de tutmuşuz otomobil yapmaya merak salmışız.””

Bazı köşe yazarları bu konuya yazılarında ve sosyal medya paylaşımlarında yer verdi. Örneğin Dilek Güngör Sabah Gazetesindeki 27 Aralık 2019 tarihli “Yerli oto fiyatı ne olacak?” başlıklı yazısında, Süleyman Özışık Türkiye Gazetesindeki “Bira fabrikamız yok iken otomobile ne gerek var?” başlıklı 27 Aralık 2019 tarihli yazısında, Orhan Osmanoğlu 27 Aralık 2019 tarihli tweetinde bu iddiayı paylaştı.

 

Mazhar Kunt'un devrim arabalarının yapımı sürecinde bira fabrikası ile otomobil fabrikasını kıyas ettiği iddiasını içeren paylaşımlar
Mazhar Kunt’un devrim arabalarının yapımı sürecinde bira fabrikası ile otomobil fabrikasını kıyas ettiği iddiasını içeren paylaşımlar

 

Bu iddianın doğru olup olmadığını araştırmak için öncelikle Cumhuriyet Gazetesinin arşivlerine göz attık. Cumhuriyet Gazetesi dijital arşivlerinde yapılan taramada Mazhar Kunt’un bira ve otomobil fabrikalarını kıyaslayan bir yazısına rastlayamadık.

Cumhuriyet’in dijital arşivlerinde 25 Mart 1961 tarihli nüshası incelediğimizde Mazhar Kunt’un Yves Sayol’un Bankerin Milyonları adlı resimli romanına dair çevirisinin iç sayfalarda yer aldığını görüyoruz.

 

Cumhuriyet Gazetesinin 25 Mart 1961 tarihli baskısında yer alan Mazhar Kunt'un Yves Sayol'un Bankerin Milyonları adlı resimli romanına dair çevirisi
Cumhuriyet Gazetesinin 25 Mart 1961 tarihli baskısında yer alan Mazhar Kunt’un Yves Sayol’un Bankerin Milyonları adlı resimli romanına dair çevirisi

 

Cumhuriyet’in 25 Mart 1961 tarihli baskısının dijital arşivlerdeki izine göz attığımızda ise -diğer günlerde bulunduğu halde- ilk 2 sayfasının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mazhar Kunt’un yazılarının diğer günlerde gazetenin 2. sayfasında yer aldığı görülüyor. Cumhuriyet’in dijital arşivlerinde bulamadığımız bu yazının, 25 Mart 1961 tarihli nüshadaki eksik ilk 2 sayfada olması olası.

 

Cumhuriyet Gazetesinin 25 Mart 1961 tarihli nüshasının ilk 2 sayfası dijital arşivlerinde görülemiyor
Cumhuriyet Gazetesinin 25 Mart 1961 tarihli nüshasının ilk 2 sayfası dijital arşivlerinde görülemiyor

 

Yaptığımız taramada ise bazı yayınlarda Mazhar Kunt’un 25 Mart 1961 tarihli “Sanayii nasıl anlıyoruz? başlıklı yazısının paylaşıldığını görüyoruz.

 

Mazhar Kunt'un Cumhuriyet Gazetesindeki 25 Mart 1961 tarihli "Sanayii Nasıl Anlıyoruz" başlıklı yazısı
Mazhar Kunt’un Cumhuriyet Gazetesindeki 25 Mart 1961 tarihli “Sanayii Nasıl Anlıyoruz” başlıklı yazısı

 

Bahse konu yazının dökümü şu şekilde:

“Ramazandan çıktık. Çok kimseler belki bütün bir ay içemedikleri bir kadeh birayı arzulamış ve bayramda biraz demlenmek istemişlerdir. Fakat acaba bunlardan kaçı istediklerini bulabilmişlerdir? 

Yok yok… Bu oldum olasıya böyledir. Bira ekseri bulunmaz. Bu hal daha ziyade yaz aylarında görülür ama işte bayram münasebetiyle bu mevsimde de karşımıza çıkıyor. 

Hesapsızlık her işimizi berbat etmiş. Senelerdir bira bulamayız! Bir iki fabrikasını kurmak aklımıza gelmez. Hem bu mübareğin malzemesi ve ham maddesi arpadan ibaret… memlekette bol bol mevcut. Bulamadığımız bu malı yapmayız. Ama çimento, şeker fabrikası dedin mi gırla… Çünkü bunlar aynı zamanda seçim fabrikası… Hemen oraya buraya dikeriz, sonra mamulâtını satabilmek için kıvranıp dururuz. Şekeri koyarak yer bulamıyoruz. İhraç edelim desek, bedavaya yardım ve Amerikaya … olsun diye bu ülkenin şekerini alıp 65 kuruşa satıyorlar. Gel de dayan!

Şimdi de tutmuşuz otomobil yapmağa merak sarmışız. Dikkat ederseniz kimse: Türkiyede otomobil yapmak elverişli midir, idare eder mi? demiyor. Türkiyede otomobil pekâlâ yapılabilir, diyor.

Elbette yapılabilir… Otomobil her yerde yapılır. Elverir ki istiyelim. Bu mübarek çoktan icat olunmuş imal olunmuş… Ama bizim iddiamız başka biz de yapabiliriz diyoruz…

Münevver sanayicilerimizden bir doktor Cudi Birtek vardı. …. derdi ki “Bizler hep ampulu icat etmeğe uğraşırız.” Ne kadar doğru bir söz. Hal olmuş meseleler üzerinde durmayı pek çok severiz.

Sanayii acaba nasıl anlıyoruz? Bizim bildiğimiz sanayi maliyet demektir. Bütün dava buradadır. 

Karbüratörünü, bilyasını, zincirini, kayışını, hususi çeliklerini, lastiklerini, seğman ve daha binlerce parçasını haricten ithal edeceğimiz bir otomobil elbette ki yapabiliriz. Ama kaça mal ederiz? Bütün dava buada…

Ameikada fabrikada toptan hali bin beş yüz doları geçmiyen bu arabanın taklidini biz buada on bin dolara mal edersey buna sanayi değil, düpedüz ziyankarlık derler.

Memleketimizde 39 bin binek otomobil, 48 bin kamyon ve beş altı bin motosiklet vesaire var. Motürlü vasıtaların yekünü yüz bini geçmez!

Franda ve İngilterede de bu miktar on milyon civaında. Tam yüz mislimiz. Bu hesaba göre nerede kaç araba yapacağız ve kime satacağız?” 

Yazı içeriğini incelediğimizde ise iddia edildiği gibi “Senelerdir bira bulamayız! Bir iki fabrikasını kurmak aklımıza gelmez.” ve “Şimdi de tutmuşuz otomobil yapmağa merak sarmışız.” şeklinde 2 farklı cümle kurduğu anlaşılıyor.

 

4 Yorumlar

  1. Doğan KUNT Reply

    Yazının tamamını okudum. Lâkin iki farklı cümle kullanmasının, konuyu aynı yere bağladığı gerçeğini değiştirmediğini görüyorum maalesef! Üzülerek görüyorum ki bunu tek fark eden de benim! Cümleler farklı olsa da konunun bağlandığı yer aynı! Alkol kullanan biri olarak; bira bulamasaydık da kendi arabamızı yapsaydık o zaman keşke! Soyadım ayrıca buna delildir!

    • Malum zihniyet 2022 ocak ayında halen arabaların peşinde. Togg markasına bok atmaya çalışmak kanunen yasak olmalı değil mi. Eleştirebilirsin ama marka adını karalamak ayrı bir husus

  2. ADNAN MENDERES Reply

    ZİHNİYET HALA DEĞİŞMEDİ ŞU AN MODEL ARABALAR TANITILDI HEMEN BAHANELER BAŞLADI İTALYADA YAPILMIŞ BİR SÜRÜ SEBEP SAYIYORLAR AMA ANLATILAN HİÇ BİR ŞEYİ DİNLEMEMİŞLER O YÜZDEN HALA BU ZİHNİYETLER ARKASINDA GÜVENCE OLMADAN KENDİ BAŞINA HAREKET EDEMEZ VE KARAR VEREMEZLER BUNUN EN BÜYÜK ÖRNEĞİ SAĞIR İNÖNÜ,DÜR ARKASINDA ASKER OLMADAN BU ÜLKEYİ HİÇ BİR ZAMAN YÖNETEMEDİ HER ZORDA KALDIĞINDA ASKER ZORUYLA HALKI EZDİ MADEM OKADAR KAFASI CALİSAN BİRİYDİ NEDEN YURT DIŞINA İŞÇİ YOLLANDI FABRİKALAR VARDI ŞEKER FABRİKALARI SÜMERBANK BASMA FABRİKASI AVRUPAYLA YARIŞACAK BAŞKA HANGİ FABRİKAYI KURDULARDA İNSANLAR AVRUPAYA GİTTİ TÜRKİYEDE,Kİ FABRİKALARI BIRAKIP

Yorumunuzu yazınız...