Covid-19’a Karşı Kullanılan Koruyucu Maskelerde ve Sürüntü Çubuklarında Nanorobotların Bulunduğu ve Bu Nanorobotların Cep Telefonuyla Görüntülenebildiği İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Salgın inkârcısı ve maske karşıtı kitlenin son dönemde sarıldığı / inandığı yeni komplo teorisi koronavirüs salgınına karşı kullanılan koruyucu maskelerde ve sürüntü çubuklarında nanorobotların yer aldığı yönündeydi.

Sosyal medyada bu yönde paylaşılan videolardan birinde vatandaşların salgının yayılmasının ardından 1 yılı aşkın süredir kullanılan koruyucu maskelerde nanorobotların bulunduğunu ve cep telefonu kamerasıyla maskedeki nanorobotları görüntülediklerini iddia ettiği görülmüştü.

 

telefon maske nano robot

 

Sosyal medyada yoğun etkileşim alan bahse konu iddiayı içeren videonun kaynağı olan paylaşım şöyleydi:

 

 

 

maske nanorobot iddiası

 

Nanorobotlar, nanometre adı verilen ve bir metrenin (1 m) milyarda biri olan uzunluk ölçüsünün temel alındığı boyutlarda üretilen çok ufak robotlara verilen isimdir. Özellikle son dönemlerdeki bilimsel gelişmeler ile birlikte umut verici bir teknoloji olarak görülen nanorobotların kanser tedavisi, bakteriler ve toksinlerin imhası gibi çok çeşitli biyomedikal alanlarda kullanımları bulunmaktadır.

 

nanorobotlar

 

İsimleri ile müsemma olan nanorobotların boyutları nanometre birimi ile ölçülecek düzeyde küçüktür. Nanorobotlar, değişkenlik göstermek ile birlikte yaklaşık 100 nm (nanometre) civarı bir boyuta sahip olduklarından ötürü, bunları çıplak göz ile gözlemlemek mümkün değildir.

 

nanorobot boyutu

 

Öyle ki çıplak göz ile görülmesi imkânsız olan Bacillus anthracis türü bir bakterinin boyu yaklaşık olarak 3.000 (üç bin) nanometredir. Buradan da basit bir kıyas yaparak genellikle mezkûr bakterilerden çok daha küçük boyutlarda olan nanoteknoloji ürünlerinin çıplak göz ile gözlenemeyeceğini anlayabiliriz.

 

Bacillus anthracis

 

Özellikle pandemi sürecinde kullanılması tavsiye olunmaya başlanan ve uygun şekilde kullanıldığı takdirde %95 oranında koruma sağladığı bilinen cerrahi maskeler, en iç ve en dış katmanları spunbond kumaş yapısında olan, orta katmanı ise meltblown adı verilen ve yüksek filtreleme özelliği olan bir madde içeren üç katlı maskelerdir. Cerrahi maskelerin, dört katlı olanları ya da meltblown içermeden her üç katmanı da spunbond kumaştan üretilen çeşitleri de mevcuttur; bu farklı maskelerin sağladığı korumalar, üretildikleri materyal ve katman sayısı gibi çeşitli özelliklere bağlı olarak değişiklikler göstermektedir.

Meltblown, meltblowning adı verilen ve polimer eriyiklerine birtakım gazların uygulanması temeline dayanan özel bir yöntem ile üretilen maddelere denmektedir ve bu maddeyi ihtiva eden katman, maskenin filtreleme işleminde çok önemli bir rol oynamaktadır. Meltblowning yöntemi ile üretilerek maskelerde meltblown katman olarak kullanılan polimer, sıklıkla polipropilendir.

Üç katlı maskelerin genellikle en iç ve en dış tabakalarında kullanılan ve dokuma yapılmadan (nonwoven) üretilen spunbond kumaş da meltblown/orta katman gibi polipropilenden elde edilmektedir.

Polipropilen, sahip olduğu birtakım özelliklerden dolayı termoplastik maddeler olarak adlandırılan sınıfa dahildir; bu maddeler, ısıtıldıklarında sıvılaşmakta ve soğutulduklarında tekrar sertleşebilmektedir. Ayrıca polipropilenin kimyasal ve fiziksel etkilere karşı mukavemeti de yüksektir. Bu gibi özellikleri nedeni ile halılardan yiyecek kaplarına, maskelerden tek kullanımlık bardak ve tabaklara kadar çok farklı alanlarda kullanımı mevcuttur.

İddianın yer aldığı videoda, cerrahi maskenin kaynar suda bekletilmesinin ardından maske üzerinde birtakım cisimlerin belirdiğine işaret edilmektedir. Bu cisimlerin, kaynama işlemi esnasında yapısında bazı değişiklikler meydana gelen polipropilen parçacıkları ve diğer tekstil ürünleri olması kuvvetle muhtemeldir. Gözlenen bu küçük cisimlerin hareket etmelerinin nedeni ise maruz kaldıkları elektrostatik etki ya da hava akımları olabilir. O boyutlardaki bir cismin, havadan gelen en ufak etkide hareket etmesi olağandır, ayrıca polipropilen gibi polimerlerin, elektrik enerjisinden etkilendikleri de bilinmektedir; maske kumaşının oluşturduğu elektrostatik kuvvetlerin, oldukça küçük boyutlardaki bu parçacıkların hareket etmesine yol açması son derece olasıdır.

Geçtiğimiz günlerde başka bir video ile sunulan benzer bir iddiaya, Evrim Ağacı’nın kurucusu Dr. Çağrı Mert Bakırcı, kişisel sosyal medya hesabı üzerinden yanıt vermişti. Dr. Bakırcı, videoda parazit olduğu iddia edilen ve maske üzerinde ortaya çıkan cisimlerin, maskenin kaynar su ile muamele edilmesinden sonra ortaya çıkan polipropilen iplikler olduğunu açıklamıştı.

Dahiliye uzmanı Dr. Aytaç Karadağ verdiği demeçte “Bunlar normal bildiğimiz polimer lifleri. Farklı renkte gözüktüğü için nano robotlara benzetiliyor, robotla alakası yok. Biyolojik bir canlıdan da bahsetmiyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Karadağ sözlerini şöyle sürdürmüştü:

 “Aslında bu bir biyokimyasal süreç, normalde bu cerrahi maskelerde yüksek ısıyla birlikte hidrostatik bir basınç yükleniyor. Bu basınçla birlikte de maskenin içinde polimer liflerin şeffaf olanlarını göremiyoruz ama farklı tip olanları çok rahatlıkla görebiliyoruz. Nanorobot dediğimi aslında bu kıvrıl yaşam değil, lif parçacıkları oluyor. Bu bütün maskelerde olabiliyor, özellikle Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği ‘meltblown’ dediğimiz cerrahi maskelerde daha fazla oluyor. Pamuksu lifli olan maskelerde oluşmuyor ama normalde polimer liflerle birlikte olan yeni teknolojili, koruyuculuğu fazla olan maskelerde sıcak hava baloncuklarıyla birlikte hidrostatik bir yük yükleniyor ve buna bağlı olarak da bu polimer lifler açığa çıkıyor. Kesinlikle yüksek ısıda su buharıyla oluyor, bizim nefesimizle bu su buharı oluşmuyor. Normal hayatta, gündelik hayattaki kullanımımızda bu liflerin oluşması mümkün değil. Zaten bunlar normal bildiğimiz polimer lifleri. Herhangi bir ipliksi çıkıntılar, farklı renkte gözüktüğü için nano robotlara benzetiliyor, robotla alakası yok. Biyolojik bir canlıdan da bahsetmiyoruz”

 

“Aslında bu tür asparagas haberler halkımız tarafından da bol miktarda teyit ediliyor veya kabul görüyor. Bu aslında maskeyi takmak istemeyen insanlar için bir bahane teşkil ediyor. Ama maskeyi takmamakla sadece kendimiz değil, çok sevdiğimiz anne, babalarımızı, yavrularımızı da riske ediyoruz. Biz maskeyi takmayarak belki taşıyıcı olabiliriz ama eve getirdiğimiz o mikro organizmalar, virüsler çok sevdiğimiz annemizin, babamızın kaybına sebebiyet verebilir. Şu anda salgının 13. ayıdayız, bu süreç içinde en ağır vakaların seyrettiği, salgının pik yaptığı evredeyiz. Bu açıdan aslında maskenin takılmamasını ben cinayet olarak görüyorum”

Dresden Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Çağhan Kızıl da konuyla ilgili “maskelerde nano robot olması mümkün değil. Gönül rahatlığıyla takabilirsiniz. Çevremizdeki her şeyin üzerinde mikroorganizmalar var. Laboratuvarda neye bakarsanız bakın aynı şeyleri görürsünüz” yorumunda bulunmuştu.

 

 

Özetle, Covid-19’a karşı kullanılan koruyucu maskelerde nanorobotların bulunduğu ve bu cisimciklerin cep telefonu ile görüntülenebileceği iddiasının gerçeklik payı bulunmamaktadır. Videoda gözlenen cisimler, maskenin kaynar suda deforme olması sonucu beliren polipropilen iplikçikleri gibi tekstil materyalleridir.

Benzer şekilde, koronavirüs test çubuklarında margellonlar olarak nitelenen parazitin gözlemlendiği iddiası da öne sürülmüştü. Reuters, Correctiv ve Doğruluk Payı, bu iddianın doğru olmadığını aktarmıştı.

Maskelere çip konulduğu iddiasıyla paylaşılan parodi videolar da geçmişte ciddiye alınmıştı:

Çipli Maskeye Ait Olduğu İddiasıyla Paylaşılan Video

 

maske nano robot

 

Yorumunuzu yazınız...