Keçecizade Fuad Paşa’nın Osmanlı Devleti İçin “Siz Dıştan Biz İçten Yıkmaya Çalışıyoruz Ama Hâlâ Dimdik Ayakta” Dediği İddisı Çarpıtılmaktadır

Keçecizade Fuad Paşa’nın Osmanlı Devleti için yabancı bir devlet temsilcisine “siz dıştan biz içten yıkmaya çalışıyoruz yine yıkılmıyor” dediği rivayet olunur. Fuad Paşa’nın bu sözü söylediği İbnülemin Mehmet Kemal İnal’in Son Sadrazamlar adlı 4 citlik eserinde Fuat Paşa’ya dair aktardığı nükteler arasında geçmektedir. Bu söz Fuad Paşa’nın hazırcevap ve nüktedan şahsiyetini yansıtmaktadır. Fuad Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’nun “en güçlü devlet” olduğunu aktarmak için “en kuvvetli devlet, bizim devletdir. Zira siz dışarıdan, biz içeriden yıkmağa çalışıyoruz, yine yıkılmıyor” demiştir. Fuad Paşa vatan haini değil, yanlış bir yorum kurbanıdır. Fuat Paşa bu sözüyle Osmanlı Devleti’nin Tanzimat sonrası içine düştüğü ahvali ve şeraiti aktarırken hem Avrupa’nın gerçek niyetinin bilincinde olduğunu belirtmekte hem de Osmanlı bürokrasisi adına özeleştiri ve tenkit yapmaktadır. Fuad Paşa’nın İngiltere Büyükelçiliği Tercümanının “bu millet ve devlet batıyor” sözüne “Bu millet ve devlet asla batmaz” şeklinde karşılık verdiği bilinmektedir.

 

Rivayet odur ki Keçecizade Fuad Paşa Padişah Abdülaziz’e 1867 yılında gerçekleştirdiği Avrupa seyahatinde eşlik ettiği sırada kendisine yöneltilen “En güçlü devlet hangisidir?” sorusuna “şüphesiz ki Devlet-i Aliye-i Osmaniye’dir. Çünkü yıllardır siz dışarıdan, biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz ama bir türlü yıkılmıyor” şeklinde cevap vermiştir.

Bu sözün “siz  dışarıdan,  biz  de  içeriden   yıkmaya  çalıştığımız  halde   bir  türlü  yerinden   sarsamadık”, “siz dışarıdan biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz yine yıkamıyoruz”, “siz dışarıdan, biz içeriden nicedir yıkmaya çalışıyoruz da yine de muvaffak olamıyoruz”, “siz dışarıdan biz içeriden yıkamadık bu devleti” ve“siz dıştan biz içten yıkmaya çalışıyoruz ama hala dimdik ayakta” şeklinde farklı versiyonları da dile getirilmektedir.

Hikâyeleştirilmiş rivayet şu şekilde aktarılmaktadır:

Compte  de Montauban  de Palitan   ile  Fuat  Paşa  arasında  mühim   siyasi  görüşmeler   oldu.Nihayet  bu  konuşmalar   sırasında   bir  gün Compte  de Montauban   Keçeci-zade’ye

    -Neye  beyhude  ısrar   ediyorsunuz? Hangi  kuvvetinize  güveniyorsunuz?  Osmanlı  Hükümetinin   ne  derece  zaafa   düştüğünü  görmüyor  musunuz?  Dedi.

    Fuat  Paşa derhal  mukabele   etti:

    -Hayır  Kont! Hayır!….Türkiye  hiçbir    zaafa   düşmemiştir.Bütün  kuvvetini  muhafaza  ediyor  ve  edecektir.Türkiye  en  kuvvetli,  en   dayanıklı   devletlerden  biridir.Üç yüz  senedir  siz  dışarıdan,  biz  de  içeriden   yıkmaya  çalıştığımız  halde   bir  türlü  yerinden   sarsamadık!…

Osmanlı Devleti için söylediği iddia edilen “siz dıştan biz içten yıkmaya çalışıyoruz ama hala dimdik ayakta” sözü rivayeti, bağlamından kopartılarak yanlış mana yüklenerek Keçecizade Fuat Paşa malum zihniyet tarafından vatan haini ilân edilmektedir.

Tanzimat döneminin önde gelen Osmanlı devlet adamlarından Sadrazamlık (Başbakanlık) ve Hariciye Nazırlığı (Dışişleri Bakanılığı) görevlerinde bulunmuş Keçecizade Mehmet Fuad Paşa (1814-1869) aynı zamanda açık sözlü ve pervasız olabilen, hatta bazılarınca laubali diplomat olarak da nitelenen Fuad Paşa, babasına benzer şekilde aklından geçenleri çekinmeden nükteli bir söylemle aktarabilen bir yapıya sahipti. Fuad Paşa’nın çok ince ve nükte dolu fıkraları hâlâ dilden dile dolaşmaktadır (Ancak kendisine izâfe edilen fıkraların hepsinin ona ait olmadığı da not edilmelidir).

İbnül Emin Mahmud Kemal İnal (1870-1957) “Osmanlı Sadrazamları” adlı eserinde (sf. 149-195) Keçecizade Fuad Paşa ile ilgili politik nükteler aktarmıştır. İnal’in “Osmanlı Sadrazamları” adlı kitabının 1. cildindeki Fuad Paşa hakkındaki bölümde Paşa’nın “siz dıştan biz içten yıkmaya çalışıyoruz yine yıkılmıyor” sözünü söylediği rivayeti şöyle aktarılmıştır:

“Ecnebilerden mürekkeb bir bezmi ülfetde düveli muazzamanın kudret ve satvetinden bahsolunurken Füad Paşa “En kuvvetli devlet, bizim devletdir. Zira siz dışarıdan, biz içeriden yıkmağa çalışıyoruz, yine yıkılmıyor” demişdir”

İbnülemin Mehmet Kemal İnal’in Son Sadrazamlar Adlı Eserinde Keçecizade Fuad Paşa’nın “Siz Dıştan Biz İçten Yıkmaya Çalışıyoruz” Sözünün Aktarıldığı Bölüm

İbnül Emin Mahmud Kemal İnal bahse konu eserinde Fuad Paşa’nın nüktedanlığının babasından miras olduğunu belirtmiş ve kendisini şöyle tanımlamıştır:

“Füad Paşa’nın lâubali meşreb olmakla beraber sözün ilerisini, gerisini gözetir, dûrendiş ve basiretkâr bir merdi fatin olduğu (…)” (sf. 187)

“Kaddü kametde [boy pos] olduğu gibi talâkatı lisanîye de, zerafetde, şetaretde, nükteperdazlıkda, hazır cevablıkda, pervasızlıkda da babasının tam varisi idi.” (sf. 181)

“Darbı nutku , hazırcevablığı, cür’et ve cerbezesi, herşeyde sürat ve serbestîyi iltizam edişi, aleyhinde söylenen sözlere kulak vermiyerek yalınız varacağı noktaya nasbı nazar eyleyişi, muvaffakiyetini teshil etdi [kolaylaştırdı].” (sf. 181)

Fuat Paşa’nın bu sözü söylemiş olduğu “gerçek” kabul edilse dahi bu söz üzerinden Fuad Paşa’nın Osmanlı’yı içerden yıkmaya çalışan bir vatan haini olduğu anlamı çıkarılamaz. Çünkü, bir hayli hazırcevap ve nüktedan bir şahsiyet olan Fuad Paşa Osmanlı İmparatorluğu’nun gücünü aktarmak için “en güçlü devlet hangisidir” sorusuna “Tabiki Devlet-i Aliye-i Osmaniye’dir, çünkü yıllardır siz dıştan biz içten yıkmaya çalışıyoruz ama hala dimdik ayakta” şeklinde bir cevap vermiştir. Fuat Paşa bu sözüyle Osmanlı Devleti’nin Tanzimat sonrası içine düştüğü ahvali ve şeraiti aktarırken hem Avrupa’nın gerçek niyetinin bilincinde olduğunu belirtmekte hem de Osmanlı bürokrasisi adına özeleştiri ve tenkit yapmaktadır. Fuad Paşa vatan haini değil, yanlış bir yorum kurbanıdır.

Fuad Paşa’nın “bu millet ve devlet batıyor” sözüne “Bu millet ve devlet asla batmaz” şeklinde karşılık verdiği bilinmektedir. İbnülemin Mehmet Kemal İnal’ın “Son Sadrazamlar” adlı eserinde (sf. 157) Ali Suavi’nin Midhat Paşa’nın görevden uzaklaştırılması hakkında Vakit Gazetesi’nde (24 Muharrem 1294’te) yazdığı mektupta Fuad Paşa’nın İngiltere Büyükelçiliği Tercümanının “bu millet ve devlet batıyor” sözüne “Bu millet ve devlet asla batmaz” dediğini şu sözlerle aktarmıştır (İbnülemin Mehmet Kemal İnal (1940). Son Sadrazamlar (1. Cilt), Dergâh Yayınevi, 3. Baskı, İstanbul, sf. 157):

“O akşam İngiltere sefareti tercemanı Füad Efendiye gelür. Bu gelişden müradı, Füad Efendiyi canibi devlete dargın zumiyle babıâli efkârına dair bazı esrar ve hafaya tecessüs eylemeğe mebni olur. Terceman şuradan buradan lâkırdı açmak istedikçe Füad Efendi, tatlı fıkralarla ve tuhaf sözlerle geçişdirir. Tercemanın sabrı kalmaz, “Efendim, nedir bu size olan hakaret? Devlet müşkilâtı azîme içindedir. Sizin gibi zevatın işbaşında bulunması lâzım iken bu suretle işden teb’id olunmak ne demekdir? Bu millet ve devlet batıyor” der. Bu sözü işitdiği gibi Füad Efendi der ki “Devleti aliyyeye müşkilat zuhûr eylediğinden mekamı hariciyeye ehlü erbabı ve omekamı dolduracak bir zatın lüzumu tebeyyün eyledi. Devlet, bizim gibi efendileri yetişdirmek murad buyurduğundan eyyamı asayişde öyle mekamlarla izaz edilebilir. Lâkin şimdiki vakit içün o mekama ehli lâzımdır. Devleti aliyyede büyük zevat eksik değil. Bu millet ve bu devlet asla batmaz” 

Fuad Paşa’nın “siz dışarıdan biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz ama bir türlü yıkılmıyor” sözüyle içine düştükleri durumun ve Avrupa’nın gerçek niyetinin bilincinde olduğunu anlatırken hem özeleştiri hem de tenkit yaptığı değerlendirilmektedir. (Emine Atılgan Gümüşsoy (2006). “Keçecizâde Mehmed Fuad Paşa (1815-1869)”, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tez, Ankara, sf. 325).

Emine Atılgan Gümüşsoy, “Keçecizâde Mehmed Fuad Paşa (1815-1869)” başlıklı doktora tezinde Fuat Paşa’nın bu sözünü “özeleştiri ve farkındalık bildirimi” olarak şöyle yorumlamıştır (Emine Atılgan Gümüşsoy (2006). “Keçecizâde Mehmed Fuad Paşa (1815-1869)”, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tez, Ankara, sf. 295):

Fuad Paşa Avrupa’da katıldığı bir davet sırasında “Osmanlı Devleti en güçlü devlettir öyle ki biz içerden siz dışardan bu devleti yıkamadık” derken de acı bir şekilde yaşananlara vurgu yapmaktadır. Başka çıkar yol bulunamadığı için kendilerinin de bu çark içinde yerlerini aldıklarının, Avrupa’ya bağımlı ve istediğini yapar hale geldiklerinin farkında olan Fuad Paşa farkındalığını böyle bir espri ile onlara da göstermiştir. Bir yandan da Avrupa’nın gerçek niyetini gözler önüne seren Fuad Paşa “iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmaktadır”.

 

Keçecizade Fuad Paşa’ya Ait Vesikalık Fotoğraf (1860, İstanbul)

 

Keçecizade Fuad Paşa’ya İzâfe Edilen “Siz Dışarıdan Biz İçeriden Yıkmaya Çalışıyoruz Ama Bir Türlü Yıkılmıyor” Sözünü Yanlış Yorumlayanlar

Bekir Hazar Takvim Gazetesi‘ndeki “Hep aynı!” başlıklı 26 Haziran 2015 tarihli yazısında Fuad Paşa’ya atfedilen sözü yanlış anladığını ortaya koymuş:

"O dönemler Paşalarımızın Avrupalılara "Osmanlı öyle büyük ki, siz dışarıdan biz içeriden yıkamadık" dediği günlerdi."

Yavuz Bahadıroğlu’nun Yeni Akit Gazetesi‘nde yayınlanan “Keçecizade Fuat Paşa’dan güncel dersler” başlıklı 12 Ağustos 2016 tarihli yazısında Fuad Paşa’nın sözlerinin farklı aktarıldığı ve kendisine işbirlikçi imasında bulunulduğu görülüyor:

Bu tehdit karşısında, Fuat Paşa’nın verdiği şu cevap tarihe geçiyor:

“Haşmetmeab, bendenize, başka bir devlet gösterebilir misiniz ki, üç yüz senedir, siz (yani dış devletler) dışarıdan, biz (yani hainler) içeriden devamlı tahribine direnebilmiş olsun! Evet, üç yüz senedir, siz dışarıdan, biz içeriden, Osmanlı’yı yıkamadık!”

Dışarıdaki oyun kuruculara da, içerideki işbirlikçilerine de ibret olsun!

Mehmet Oruç’un Türkiye Gazetesi’ndeki “Siz dışarıdan biz içeriden!..” başlıklı 18 Mayıs 2001 tarihli yazısından:

"Fuad Paşa, tarihe geçen şu ibretli cevabı verir: - Osmanlının büyüklüğünü şuradan anlıyorum ki, 300 senedir siz dışarıdan, biz içeriden yıkmaya çalışıyoruz. Bir türlü yıkamadık!.. Büyük bir arzu ile bekledikleri Osmanlı devletinin yıkılışını bunlar göremedi fakat, bunların çocukları 56 yıl sonra gördüler."

Pusula Haber’deki “En Güçlü Biziz…” başlıklı 7 Aralık 2015 tarihli yazısıyla Muzaffer Kırmacı:

 "Fuat Paşa, gülerek karşılık verir: "Haşmetmeab, siz, bendenize, başka bir devlet gösterebilir misiniz ki, üç yüz senedir, dışarıdan sizlerin, içeriden bizlerin, devamlı tahribine direnebilmiş! Evet, üç yüz senedir, siz dışarıdan, biz içeriden, bu devleti yıkamadık!" Bizdeki kadar hangi devlette hain var? Bunca haine rağmen hâlâ dimdik ayakta durabilen bir başka devlet var mı ?"

 

 

Yorumunuzu yazınız...