Koronavirüs salgınının (Covid-19) tüm dünyayı etkisi altına aldığı süreçte yanlış bilgi salgınına da şahit olduk.  Pandemiyle birlikte gelişen bu durum, Dünya Sağlık Örgütü’nün 2020 yılı Şubat ayında yayımlanan raporda “infodemi” olarak tanımlandı. “İnfodemi” (“infodemic“) kavramı, “bilgi” (“information”) ve “salgın” (“pandemic”) kelimelerinin birleştirilmesiyle türetildi.

“İnfodemi” kavramından ismini alan İnfodemilab de bu durumu analiz etmeyi amaçlayan bir araştırma projesi. İnfodemilab sürdürdüğü çalışmalarda, haber tüketicilerinin koronavirüs salgını ile ilgili içeriklere öncelikle hangi platform ve kaynaklardan ulaştığı, salgına dair bilgi içeriklerini nasıl işledikleri, süzdükleri, içerikleri hangi durumlarda, kimlerle, hangi kanallardan ve ne amaçlarla paylaştıkları gibi sorulara yanıt arıyor.

İnfodemilab, hazırladığı podcast serisine bizi konuk etti. Yayında çok katmanlı bir sorun olarak mezenformasyonu, doğrulama kuruluşlarının etkin rolünü ve medya kullanıcıları ile doğrulama kuruluşları arasındaki teması arttırmanın yollarını konuştuk.

Spotify üzerinden dinlenebilecek yayının dökümüne aşağıdan göz atabilirsiniz.

 

İnfodemilab: Merhaba Infodemilab podcast yayınına hoşgeldiniz. Amerika’da seçimler, Türkiye gündemi, uluslararası gelişmeler, ve küresel salgın derken, İnfodemilab’de, medya kullanıcılarının hakikatle kurduğu ilişkinin çetrefil yolları üzerine düşünmeye, karma yöntemle oluşturduğumuz verinin analizine devam ediyoruz. Hem anketle hem de derinlemesine görüşmelerde katılımcılarımıza sorduğumuz bir soru dizisinden hareketle, bugün doğrulama/yanlışlama girişimi Malumatfuruş’u ağırlıyoruz yayında. Hoşgeldiniz.

Malumatfurus.org: Hoşbulduk. Öncelikle, davet için teşekkür edeyim. İnfodemilab için de hayırlı olsun dileklerimi sunmuş olayım. 

İnfodemilab: Araştırma katılımcılarımıza COVID 19 hakkındaki içeriklerin doğruluk veya yanlışlığına nasıl kanaat ettiklerini ve şüphelendikleri bir içerikle karşılaşınca hangi davranışı sergilediklerini sorduk. Çok çeşitli cevaplar aldık ve doğrulama platformlarına başvurmak şüpheli içerikle karşılaşınca sergilenen davranışlar arasında karşımıza çıktı. Bunları da konuşmak isterim bugün sizinle. Ama önce Malumatfuruş’u tanımak isteriz. Ne zaman kuruldu Malumatfuruş? Nasıl işliyor? Nasıl bir ekiple çalışıyorsunuz anlatır mısınız biraz? 

Malumatfurus.org: Malumatfuruş’u köşe yazarları odaklı yanlışlama girişimi olarak tanımlıyorum. 2015 yılında kurdum. Daha öncesinde kişisel olarak farklı platformlara Muhtesip adlı girişime katkı sunuyordum. Ancak Muhtesip ekibi dağıldıktan sonra bu çabanın sürdürülmesi gerektiğine inandığım için Malumatfuruş’la yoluma devam ettim. Sosyal medya bu kadar yaygın değilken yanlış bilgilerin yayılımı adına gazete köşeleri önemli bir mecraydı. Bu nedenle köşe yazarları odaklı ilerliyordum. Ancak hedef kapsamı ilerleyen zaman içerisinde köşe yazılarının ötesine geçmek durumunda kaldı. Neden malumatfuruş ismini seçtim. Çünkü Türkiye’nin önemli sorunlarından birinin her alanda fikir beyan etme zorunluluğu hisseden kişiler olduğunu düşünüyordum. Uzmanı olmadığı alanlarda ahkam kesen, yanlış bilgi paylaşan, paylaştığının yanlış olduğunu fark ettiği hâlde doğrusunu aktarmayan malumatfuruşları ifşa amacındaydım. İlerleyen süreçte haber üretimi dağıtımı ve tüketiminde ana merci gazete köşelerinden sosyal medyaya daha çok geçti bu nedenle sosyal medyada yayılan iddialar da ilgi alanına girdi.

Malumatfuruş ekibinden bahsedecek olursam, uzun süre boyunca tek kişi ile sınırlıydı ekip. Pandemiden bu yana katkı sunan kişi sayısında bir miktar artış var. Bu sayının daha da artmasını ümit ediyorum.

Malumatfuruş’ta açık kaynaklar üzerinden somut şekilde tespit edilebilen yanlış iddiaların doğrusunu aktarmayı amaçlıyorum. Sadece yanlış iddialar aktarılıyor. Tercih gereği bu da. Yöntem olarak da tüm fact-checking pratiklerini gerektiği şekilde kullanmaya gayret gösteriyoruz.

Malumatfuruş gönüllülük esasına dayalı çalışma mekanizmasına sahip. Bir ofis ya da merkezi yok. Esnek bir yapı. Katkı sunanlar arasında kimse gazeteci değil. Herkesin farklı bir uzmanlık alanı var. Girişim de anonim şekilde ilerliyor. Anonimliğin elbette avantajları ve dezavantajları var. Ancak, Türkiye gibi ülkede ad hominemden sıyrılıp sadece hakikati öncüllemek adına izlenilen bu yolun fayda sağladığını düşünüyorum. Kısaca bunları aktarabilirim.

İnfodemilab: Dünyada ve Türkiye’de doğrulama kuruluşlarına duyulan ihtiyaç, bu ihtiyacın arka planı ve bu platformların doldurduğu yer gazetecilik, demokrasi, propaganda, yeni medya, post-truth gibi hemen ilk akla gelen anahtar kelimeler üzerinden dahi uzun uzun konuşulabilir elbette. Ben bu platformların etkinliğini nasıl değerlendiriyorsunuz, onu merak ediyorum. Etkililer mi bu kuruluşlar? Biz araştırmamızda doğrulama kuruluşlarının Covid-19 ile ilgili bilgi kirliliğiyle mücadelede ne kadar başarılı olduklarını değerlendirir misiniz diye bir soru da sormuştuk anket safhasında. Aldığımız yanıt çok da parlak değil aslında.  Ve aldığımız yanıt çok iç açıcı değil. Katılımcıların %20’si doğrulama girişimlerini başarılı buluyor. Siz nasıl değerlendirirsiniz bunu?

Malumatfurus.org: Haklı bir tespit tabi ama yani günlerce konuşulabilir bu konu üzerinde. Öncelikle şunu net şekilde söylemem lazım. Doğrulama girişimleri yanlış bilgi sorununa bir çözüm değil. Kamu kurumları, siyasi aktörler, basın, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, uzmanlarıın yapamadığını, sayısı bir elin parmaklarını geçmeyen girişimlerin kısıtlı kaynakla başarması bekleyemeyiz. Ne yaparsak yapalım, istersek herkese bir teyitçi atayalım, bilgi düzensizliği varlığını bir şekilde sürdürecek. İnsan psikolojisi oldukça karmaşık. Kaynaklarla destekleyip yanlış olduğunu ispatladığınızda dahi insanlar iddiasına daha güçlü bir şekilde sarılabiliyor. Önemli olan bu sorunun yol açacağı olumsuzlukların etkisini en aza indirebilmek ve kitlelerin yanlış bilgiye karşı farkındalığını artırmak, yani eleştirel düşünceyi geliştirmek ve iddianın doğruluğunu nasıl araştırabileceklerini ortaya koymak.

Doğrulama girişimleri de belirli bir teknik, metodoloji çerçevesinde, örgütlü ve odaklı bir biçimde yanlış bilgi sorunuyla mücadeleyi hedefledi. Ve önemli başarılar da elde etti.

Türkiye özelinde ele alacak olursak meseleyi. Yurt dışında yıllardır faaliyet gösteren birçok girişim vardı. İşte atası Snopes’tur, 90’lı yıllardan bu yana çalışmakta. Türkiye’de bazı bireysel inisiyatifler vardı. Ancak 2009’da Yalansavar ve 2010’da Muhtesip’in kurulması Türkiye’de doğrulama adına bir farkındalık oluşturdu. 2015’te Malumatfuruş geldi. Doğruluk Payı ve Teyit ile birlikte bu pratik daha da yaygınlık kazandı. Şu an Türkiye’de siyasi bağlantısı olmadan doğrulama faaliyetinde bulunan girişim sayısı şu an 2 elin parmaklarını geçecek sayıda değil.

Türkiye’de bilgi kirliliği karşısında doğrulama platformlarının etkinliğini artırmak  elbette mümkün. Atılabilecek birçok adım var. Kaydedilebilecek mesafe var. Ancak ben sınırlı kaynakla ellerinden gelenin en iyisini yaptıklarını düşünüyorum. Türkiye gibi kutuplaşmış, medya okur yazarlığı düşük, eleştirel düşünceyi sadece karşısındakini yermek için kullanan bir toplumda taraf tutmadan sadece hakikate taraf olunabilmesi takdire şayan bir husus bence. 

Bazı durumlarda doğrulama girişimlerinin varlığı Panopticon etkisi de gösterebiliyor. Bu platformlar köşe yazılarını, sosyal medyayı düzenli şekilde izliyor. Bu da özellikle haber platformları, eşik bekçileri, sosyal medya kullanıcıları üzerinde bir gözetim etkisi oluşturuyor. Sosyal medyada gelişen bu “iddia edildi” “eğer doğruysa şayet” gibi ifade kalıpları da bunun bir göstergesi.

Bu konuda belki zamanımız ne kadar yeter bilmiyorum ama geçen yıl gerçekleştirdiğim bir çalışmaya değinebilirim. Türkiye’de köşe yazarlarına yanlış bilgi ve doğrulama girişimleri hakkındaki görüşlerini sordum. Anket gösterdi ki köşe yazarlarının Türkiye’deki basın sektörü hakkındaki görüşü oldukça menfi yönde. Ankete katılan yazarların sadece % 1,1’i Türkiye’deki basın sektöründeki fikrî namus ve sorumluluk, iş ahlâkı, basın etiğinin “iyi” düzeyde olduğunu söyledi. Yazarların % 51,6’sı yazılarında hatalı hiç bilgi paylaşmadığını söyledi. % 1,1’i ise hatalı bilgi aktardıklarını fark ettiklerinde hiçbir şey yapmayacağını söyledi. Bilgi kirliliğiyle mücadele etmesi beklenen asıl aktör olan basının mevcut halini bu şekilde resmedebilirim.

Dediğim gibi, doğrulama girişimleri yanlış bilgi sorununu çözecek bir ilaç değil. Ancak, bilgi kirliliği ile mücadelede diğer aktörlerden daha iyi performans sergilediler. Problemin sorumluları çözümün bilgesi olamaz. Olamadı da. Konvansiyonel aktörler yerine doğrulama kuruluşları daha etkin katkı sundu.

Bu platformlar bilginin, haberin, hakikatin ana kaynağı olma iddiasında değildi. İnsanlar elbette haber tüketimlerini geleneksel basın ya da yeni medya üzerinden haber kaynakları üzerinden elbette yapabilir. Şüphelenilmesi durumunda doğrulama kuruluşlarına başvuru verisi hem iyi hem de kötü yorumlanabilir. Yani birçok doğrulama girişimine katkı sunan biri olarak, bu oranın artması elbette benim açımdan gurur verici. Ancak, insanların bir konuyla ilgili bir fact-checking sitesini inceleme ihtiyacı duyma oranının artması aslında iyi bir sonuç değil. Neden insanlar yüzlerce kişiyi çalıştıran, reklam alan, devasa bir ekonomiyi taşıyan, milyonlarca takipçisi olan basın organları yerine en büyüğü 30 kişilik ekipten oluşan bir doğrulama girişimine göz atma gereksinimi duyuyor? Bu oran keşke sıfırlansa, doğrulama girişimlerine ihtiyaç duyulmasa biz de internet sitelerimizi kapatsak gitsek keşke.

İnfodemilab: Çok önemli problemlerin altını çizdin. Çok kapsamlı bir problem olarak yanlış bilgi probleminin çözümünün de kapsamlı bir şekilde alınması gerektiğini duyuyorum sizden. Başka sorularıma da kapı açtınız bu vesileyle. Bunlardan biri yine bizim araştırmamıza dönerek sormak istediğim bir soru. Biz Türkiye temsili anket verimize bakınca, katılımcıların %28’inin Covid-19 ile ilgili şüphelendikleri bir içerik ile karşılaştıklarında doğrulama platformlarına başvurduklarını görüyoruz, böyle ifade ediyorlar en azından. Bu oranın da 18-29 yaş arasında %47’ye çıktığını görüyoruz. Genele baktığımızda diğer seçenekler arasında alt sıralarda olduğunu görüyoruz. Bunu nasıl değerlendirirsiniz? Onu sorucam. Aslında bir önceki cevabınızda aslında meselenin özüne dair noktaları vurgulayarak cevap verdiniz ama ne dersiniz gençlerde biraz daha yükselen bir oran. Ama genel olarak alt sıralarda. Aslında şu soruya da gitmek istiyorum buradan. Doğrulama girişimleri ile kullanıcıların temasını arttırmak nasıl mümkün olabilir? İçinde bulunduğumuz koşullar belli. Ve sitenizi kapatıp gitmeyeceğinizi yakın zamanda öngörmek mümkün. Bu gerçeklikte bu teması artırmak nasıl mümkün olabilir sizce?

Malumatfurus.org: Yaş kategorilerine değinecek olursam. Elbette kuşaklar arası haber tüketim alışkanlıkları farklılaşıyor. Dijital yerlilerin doğrulama kuruluşlarına daha yoğun ilgi gösteriyor. Sosyal medya platformlarındaki veriler üzerinden de bunu görebiliyoruz. Son göz attığımda Malumatfuruş’un Instagram takipçilerinin % 84’ü 35 yaş altıydı. Siteye ihbar gönderen, etkileşime geçen, yorum yapan kişilerin de bu yapıda olduğunu düşünüyorum. Daha yoğun etkileşim içinde bulunan, daha sosyal, daha dijital genç nüfus doğrulama içeriğinin de en büyük tüketicisi. Bunu söyleyebilirim.

Kullanıcılarla temas nasıl geliştirilebilir sorunuza ilişkin olarak da, daha katılımcı bir süreç tasarlanabilir. Türkiye’de siyasi bağlantısı ve desteği olmayan doğrulama kuruluşları aslında içerik tüketicilerine karşı karşı açık bir iletişim izliyor. Etkileşim gayet güçlü. İhbarlar, inceleme istekleri bize gönderiliyor. Ancak belki, daha açık bir “açık kapı” stratejisi izlenebilir. Daha katılımcı bir doğrulama süreci yürütebiliriz.

Malumatfuruş özelinde konuşacak olursam, metodolojiye uygun şekilde açık kaynaklar üzerinden somut şekilde çürütülen iddiaları inceleyen yazıları ben sitemde yayımlıyorum kim göndermiş olursa olsun hangi konuda olursa olsun. Ancak bu çok bilinen bir husus değildi. Bu ay sonunda genel bir duyuru ile çağrıda bulunacağım. Teyit’in de yeni internet sitesinde katılımı artıracak bir süreç planladığını biliyorum. Bu tip adımlar etkileşimi, kullanıcılarla teması artıracaktır.

“Gözetçileri kim gözetecek” diye bir soru var malumunuz. Bu deyim, “teyitçileri kim teyit” edecek şeklinde de kullanılıyor. Doğrulama kuruluşlarını da doğrulayacak ya da çıktı kalitesini artıracak olanlar da sonuçta bu içeriği tüketen kullanıcılar. 

Bir de teyitçilik bir meslek mi uğraş mı tartışması yapılıyor. Bence teyitçilik bir pratiktir. Meslek değildir, uğraş da değildir. Her kişinin haber tüketimi esnasında ya da bir iddiayla karşılaştığında bunu yapması beklenir. Malumatfuruş’ta mesela bu beceriyi artırmak için içerik hazırlıyoruz. Bunu diğer girişimler de yapıyor. Doğrulama Teknikleri başlığıyla neyin nasıl yapıldığını açıklıyoruz. Teyit de TeyitYolu’nda izlediği benzer bir yol var. Bu gibi adımlar önemli. Burada asıl amaç kullanıcıların tam teşekküllü bir teyitçiye evrilmesi, doğrulama girişimlerine ihtiyacın yok olması aslında temel amacımız.

İnfodemilab: Doğrulama üzerinden o zaman yine bizim araştırmada karşımıza çıkan bir şeyi danışmak isterim size. Ne düşündüğünüzü. Biz anket verilerimize baktığımızda, bilginin doğruluğunu kontrol etmek için yakın çevreme danışırım diyenlerin oranının oldukça yüksek olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde derinlemesine görüşmelerimizde de benzer ifadeler ile karşılaştık. Analize devam ediyoruz bu noktada anlamak için arka planını ama. Yakın çevreme danışırım meselesini ve burada artırılmasını istediğimiz temas üzerinden de değerlendirecek olursak nasıl değerlendiriyorsunuz yakın çevrenin bir doğrulama adımı olarak karşımıza çıkmasını?

Malumatfurus.org: İnsanların itimat ettiği kişi ve kaynaklara iddia doğrulama için başvurması elbette hayatın olağan akışına uygun bir durum. Doğrulamaya kişisel olarak yönelimimin arka planında da bu var aslında. “Sence bu doğru mu?” sorusuna defalarca aynı yanıtı sunmak yerine bir içerik oluşturup bunu kamuyla paylaşmakla başladı aslında benim sürecim.

Malumatfuruş gibi doğrulama girişimlerinin en büyük faydalarından biri, aslında itimat edilen kişi ya da kaynakların sanıldığı kadar güvenilir olmayabileceğinin ifşasıydı. Bu duruma daha önce defalarca şahit olduk. Siyasetçi, gazeteci, kanaat önderleri, dini oluşum temsilcileri kasıtlı şekilde gerçeği çarpıttı. Yanlışlıkla da bu kişilerin bu kişilerin bilgi sunduğunu gördük, kasten sehven ayrımında. Buna spesifik vakaları örnekleyebiliriz ama dinleyenlerin aklına eminim birçok örnek gelmiştir. Demek istediğim, kişiler kasten ya da sehven yanlış bilgi paylaşabilir. Kontrol güvene mani değildir. Biz bu pratiği bu ihtiyatı biraz geliştirmeyi amaçlıyoruz.

İnfodemilab: Peki bu yolda Malumatfuruş açısından hem de genel olarak Türkiye’deki doğrulama/yanlışlama girişimlerini açısından neler var önümüzde sizce? Hangi zorluklar ya da açılımlar bekliyor doğrulama girişimlerini?

Malumatfurus.org: Şahsen Türkiye’de doğrulama faaliyeti ile ilgili girişim sayısının artmasını bekliyorum. Özellikle post-truth kavramının yaygınlık kazanmasıyla birlikte yeni girişimler oldu. İnşallah sayıları çok daha artar. Ama daha önce kurulup kapanan birçok girişim de oldu. Bunların insan kaynağı ve finansal açıdan sürdürülebilir olması önemli. Bu da günümüzde yeni medya girişimlerinin de yaşadığı bir sorun. Üstesinden gelmesi çok da kolay bir durum değil. Aynı güçlükleri doğrulama platformları da yaşayacak.

Yanlış bilgi sorunu elbette disiplinler arası bir desteği zorunlu kılıyor. Üretilen içerik, karşılaşılan iddiaların geniş spektrumu nedeniyle. Farklı alanlarda özelleşmiş girişimlerin kurulması gerektiğini düşünüyorum ben. Özellikle sağlık alanında. Pandeminin gösterdiği, açığa çıkardığı yanlış bilgi salgını, infodeminin de ortaya koyduğu şekilde. Ama ekonomi, edebiyat, spor gibi birçok alanda yeni platformlar kurulsa önemli katkı sağlayabilirler.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte dezenformasyonun tespiti özellikle dijital görsel içerikte daha da zor bir hâl alıyor. Görsel materyaller konusunda bilişimciler için aslında maddi getiri de sağlayabilecek doğrulama uygulamaları oluşturmak, bunları teyitçilerin de kullanıcıların istifadelerine sunmaları bir seçenek olarak karşımıza çıkabilir. Şimdilik bunları sayabilirim.

İnfodemilab: Çok teşekkürler yayına katıldığınız için ve değerlendirmelerinizi paylaştığınız için bizimle. İyi ki geldiniz.

Malumatfurus.org: Ben teşekkür ederim.

İnfodemilab: Bugün Infodemilab’in podcast yayınında Malumatfuruş’u ağırladık, Malumatfuruş’la ilgili bilgilendik aslında arka planını öğrendik. Hem de bizim araştırmamızda karşımıza çıkan noktaları birlikte değerlendirdik. Dinlediğiniz için teşekkürler.

 

Yorumunuzu yazınız...