Çin Halk Cumhuriyeti’nin tarihi olarak Doğu Türkistan adıyla bilinen Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ndeki etnik Türk asıllı Müslüman halka ve onların yerli kültürlerine yönelik yürüttüğü baskı ve zulüm politikaları, ülkemiz medyasında hak ettiği görünürlüğe kavuşamadı. Birkaç istisna haricinde.

Çin’in özellikle idaresi altındaki Uygur Özerk bölgesindeki toplama kamplarında uyguladığı baskıları köşesine taşıyan yazarların bu emekleri takdir edilse de, yazıların genel olarak önemli bir hatayı içerdiği görülmekte.

Bu konuyu dile getiren köşe yazarları genellikle Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı zulmün boyutlarını hatalı nüfus rakamlarıyla birlikte yüksek aktarmış.

Hakan Albayrak’ın Karar Gazetesinde yayınlanan “Peki Uygurlar ne olacak?” başlıklı 1 Aralık 2018 tarihli yazısı bunlardan biri:

"Doğu Türkistan’da 30 milyon Uygur’un yanı sıra toplam sayıları 5 milyonu bulan Kazaklar, Kırgızlar ve Özbekler de Çin zulmünden muzdarip."

Hakan Albayrak, Doğu Türkistan’daki toplam Uygur nüfusunu 30 milyon, Kazak nüfusunu ise 5 milyon olarak belirtmiş; ancak, bu rakam doğru değil. Çünkü, 2010 yılındaki resmi nüfus sayımına göre Doğu Türkistan’ın toplam nüfusu 21,82 milyondur. Nüfusun % 46’sı Uygur, % 7’si Kazak, % 39 Han (Çin’den) ve geri kalan % 8’lik dilim ise 44 etnik gruptan oluşmaktadır. Toplam 22,1 milyonluk nüfusa sahip Doğu Türkistan’da Çince konuşan Müslümanlar olan Huiler haricinde, bölgedeki Türk dilli Müslüman grupların toplam nüfusunun 13 milyon civarında olduğu bilinmektedir. Bu nüfusun dağılımının 11 milyon Uygur, 2 milyona yakın Kazak ve 160 bin Kırgız şeklinde olduğu dile getirilmektedir.

Uluslararası insan hakları örgütlerinin raporları, uzmanların çalışmaları ve önde gelen basın kuruluşlarının incelemeleri ise 1 milyondan fazla insanın Çin’in toplama kamplarına kapatıldığını aktarıyor.

30 milyonluk bir nüfusun 1 milyonunun toplama kamplarına alınması ile 13 milyonluk bir nüfusun 1 milyonunun kamplara alınması arasında büyük bir fark var.

Bu hususa ilaveten, Hakan Albayrak’ın yazısındaki bir diğer hata şu şekilde:

"Kırgızistan hükümetinin de kamplardaki Kırgızlar için Çin hükümeti nezdinde girişimlerde bulunduğu ve aynı neticeyi aldığı söyleniyor."

‘Söyleniyor’ olabilir. Ancak, Kırgızistan bu konuda hiçbir girişimde bulunmadı ki bir netice alsın, ya da aldığı söylensin. Tam tersine Kırgızistan’dan yetkililer Çin’in toplama kampları hakkındaki iddiaların kanıtlanmamış olduğu yönünde açıklamalar yapmaktadır.

Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı insanlık onuruna ve haklarına aykırı baskıcı politikalarının ülkemiz ve dünya kamuoyunda daha yüksek sesle duyurulması için çaba gösteren ve köşe yazarlarının düştüğü bu hatayı tespit eden M. Volkan Kaşıkçı‘nın internet günlüğünde yayınladığı “Suçsuz Yere Toplama Kamplarına Kapatılan Kazakların Hikayeleri” başlıklı yazısından bir alıntıyla bu ihtisabı kapatalım:

"Kısıtlı da olsa bütün çabama rağmense Türk medyasının ilgisini çekmeyi bir türlü başaramadık. Aynı şekilde Türk hükümetinin bütün medya sansürüne rağmen Türkiye’den de 50’den fazla akademisyenin imza attığı, bütün dünyadan akademisyenlerin katılımıyla yayınlanan bildiri de Reuters dahil birçok ajans tarafından haber yapılmışken, Türk medyasında bunun hiç yer bulamamış olması gibi. Türk medyası ya meseleyle hiç ilgilenmiyor, ya da sadece hamaset içerikli “30 milyon Uygur”, “40 milyon Uygur”, “Doğu Türkistan’a Özgürlük” gibi oradaki insanlara hiçbir faydası olmayan saçma sapan yazılar yazmakla meşgul."

 

***

İlave: Hakan Albayrak 22 Aralık 2018 tarihli “Uygurların Nüfusu Ne Kadar” başlıklı yazısında, bu yazıda yanlış olduğunu aktardığımız nüfus rakamlarına değinerek şu ifadeleri kullanmış:

"MALUMATFURUŞ adlı internet sitesinde, “Hakan Albayrak, Çin’in Doğu Türkistan’da Uyguladığı Zulmün Boyutunu Yanlış Aktarmış” başlıklı yazıda, Uygurların nüfusu olduğundan fazla gösterildiğinde onlara uygulanan zulmün boyutunun olduğundan küçük gösterilmiş olduğuna da dikkat çekildi."

ve Çin yönetiminin sunduğu nüfus rakamlarının da sorgulanması gerektiğini aktarmış:

"Soru: Çin yönetiminin Doğu Türkistan’la ilgili hangi resmî açıklamasına itibar ediyoruz ki Uygurların ve diğer Türkî toplulukların nüfusuna ilişkin açıklamalarını muteber sayalım?

TÜRKİSTANDER’in verdiği rakamları sorgusuz sualsiz doğru kabul etmeyelim, tamam; peki Çin yönetiminin verdiği rakamlar niye sorgu sualden azade olsun?

İkisinin ortasını bulan, ‘Doğu Türkistan ve yurt dışında yaşayan Uygurların toplam sayısı 20 milyon civarında’ diyen de var.

’15 milyon’ diyen de.

Demek ki ciddi araştırmalara muhtaç bir konu."

Çin dahil olmak üzere bir devlet istatistik birimi tarafından hazırlanan nüfus rakamlarının da tam güvenilir addedilemeyeceğine ve Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki Uygur, Kırgız, Kazak azınlık nüfusunun tespiti hakkında ilave araştırmaya ihtiyaç duyulduğuna katılmakla birlikte; bahse konu yazısında aktarılan Uygur nüfusunun 30 milyon civarında olamayacağının aşikar olduğunu düşünüyoruz.

Kendisine, konuya ilgisi ve inceleme yazımıza dair anlayışı için teşekkür ederiz.

 

İlave 2:

Diriliş Postası yazarı Hasan Taşkın, “35 milyon Uygur insanı yok olmak üzere!..” başlıklı 24 Aralık 2018 tarihli yazısında 35 milyon Uygur’un ÇHC zulmünün hedefinde olduğunu iddia ederek aynı hataya düşmüş.

Yorumunuzu yazınız...