Falih Rıfkı Atay’ın mason localarını kapatan Atatürk’ün mason olduğunu söylediğine dair bir iddia da Bugün adlı gazetenin 6 Eylül 1968 tarihli kapağının görseli ile birlikte ilgilileri tarafından paylaşılagelmektedir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün en yakınındaki isimlerden olarak Cumhuriyet döneminin en etkin gazetecilerinden biri olan Falih Rıfkı Atay’ın (1894-1971) Atatürk’ün mason olduğu yönünde bir söz sarf ettiği iddiası çarpıtmadır.
Bugün ve Son Havadis adlı gazetelerin aktardığı, Samsun’da katıldığı Atatürk Hatıralarını Koruma Cemiyeti’nin düzenlediği toplantıda “Evet Atatürk masondur, mason, mason!” diye bağırdığı, hatta masayı yumrukladığı iddiası bizzat Falih Rıfkı Atay tarafından yalanlanmıştır.
İlhan Selçuk, Cumhuriyet Gazetesi’nde 10 Eylül 1968 tarihinde yayınlanan “Atatürk’e Dil Uzatanlar” başlıklı yazısı iddianın ortaya çıkışı ve sonrasını şöyle özetlemişti:
“Gazetenin adı Son Havadis’tir. Gazetenin sahibi Kemal Pekün, Adalet Partisi İstanbul İl Başkanı’dır. Adana’nın yabancı kumpanyalarla ortak ve meşhur bir ailesine nisbeti vardır, AP’de Süleyman Demirel kanadının ‘mutemed’ kişilerindendir.
Son Havadis gazetesi, iktidarın yarı resmi organıdır.
İşte bu gazetede 6 Eylül 1968 günü birinci sayfada Türk okurları şu haberi gördüler:
“Samsun – Şehrimize gelen yazar Falih Rıfkı Atay şerefine Atatürk Anılarını Koruma Derneği tarafından Şehir Kulübünde verilen akşam yemeğinde, Falih Rıfkı Atay yaptığı konuşmada Atatürk için ‘Mustafa Kemal masondu, masondu, masondu’ diyerek iddiada bulunmuş ve yemek masasını yumruklamıştır. Ortanın solunun komünistlik olduğunu iddia eden Atay, Fikir Kulüplerinin de komünist propagandası için kurulduğunu ileri sürmüştür.”
Yukarıdaki haberi Son Havadis gazetesiyle birlikte bir gazete daha verdi. Onun adı da ‘Bugün’dü. Bu gazeteler cami avlularında teşhir edildiler, elden ele gezdiler. Atatürk düşmanlığının fokur fokur kaynadığı çevrelerde Atatürk’ün masonluğu iddiası geliştirildi. Bir emekli assubay, Atatürk’ün mason olduğunu iddia eden gazetelerden birini yırtmak istedi ve yobazların saldırısına uğrayarak dayak yedi.
1968 Türkiyesi işte bu manzarada idi.
Ne var ki Falih Rıfkı Atay ertesi gün gazetesinde haberi yalanladı.
İş çok daha meraklı bir kesime giriyordu.
Son Havadis gazetesi Atatürk’ün mason olduğuna dair iddiayı Haber Ajansına dayanarak veriyordu. Haber Ajansı Babıâli’nin büyük kurumlarından biridir. Bu Ajanstan bir yetkili bize telefon ederek 7 Eylül tarihli bültenleri gönderdi. Dikkatle inceledik Ajansın bültenlerini… ‘Falih Rıfkı, Atatürk’ü masonlukla itham etti’ başlıklı haber saat 13.45’te şu kayıtla verilmekteydi:
“Sayın Yazı İşleri Müdürlerine,
‘Falih Rıfkı Atay, Atatürk’ü masonlukla itham etti’ başlıklı haberimiz ambargoludur. Ambargonun kaldırılacağı bildirilinceye kadar haberin kullanılmaması rica olunur.
Haber Ajansı’”
Gazetenin altı çizilerek yapılan bu ihtarı görmemesi mümkün değildi.
Saat 13.45 idi. Haberi tahkik için dünyanın zamanı vardı. Hele yüce ve sevgili Atatürk’ün adıydı söz konusu olan… Nitekim saat 13.55’te yani on dakika sonra Haber Ajansı şu ihtarı Yazı İşleri Müdürlerine önemle iletmişti:
İşte iktidarın organı Son Havadis gazetesi, buna rağmen ‘Atatürk’ün mason olduğunu’ yaymakta yarar görmüştür. Gazete, gece vakti baskıya girmektedir. Anadolu, Ankara, İzmir, Adana, İstanbul baskılarında tekrar tekrar yalan haberin yayınlanması Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yüce adı üstüne iktidarın oynamak istediği pis oyunun çeşitli perdelerini gösterir.
Şimdi Türk milleti önünde bu gazeteye sesleniyoruz:
İptal edilen ve yalan olduğu söylenen bu haberi kullanmaktan kastınız, Bay Süleyman Demirel’in masonluğunu kurtarmak yolunda bayağı bir tertiptir. Yüce Gazi Mustafa Kemal’in adını böyle tertiplere alet etmek cüretine nasıl sapabilirsiniz?
Atatürk ‘lâyemut’ değildir. Türk vatandaşının tenkit ve tahlil hakkı vardır Atatürk’ü…Ama Atatürk’ün adı üstünde saygısızca oyunlar hiç kimsenin haddi değildir. Hele Atatürk’ün adına saygısızlık eden gazetenin yarı resmi hükümet organı niteliğinde bulunması Türkiye’de Atatürk düşmanlığının nerelere kadar uzandığını göstermek bakımından ayrıca önemlidir.
Bu önemi millet şuuruna, Atatürk gençliğine ve memleketin milliyetçi güçlerine iletmekle görevimizi yapmış bulunuyoruz.
