Ergün Diler’in Koronavirüs Salvoları Derlemesi

Malumatfurus.org’u takip ediyorsanız şayet, size Ergün Diler‘i tanıtmaya gerek olmadığını düşünüyoruz. Kendince makul gördüğü absürt tezlerini -bolca hatayla- boca ettiği köşe yazılarına aşina olduğumuz bir isim.

Etkileri küresel ölçekte hissedilen koronavirüs salgını uzun süredir Ergün Diler’in köşe yazılarının köşe taşı olmuş vaziyette. Ergün Diler’in bir süredir takip ettiğimiz köşe yazılarında koronavirüs salgını hakkında ortaya attığı birbiriyle çelişen absürt iddialarının derlemesini yapmanın zamanının geldiği kanaatindeyiz.

Koronavirüse ilk atfı içeren yazısını yayımladığı 31 Ocak 2020 gününden işbu yazının hazırlandığı tarih olan 9 Mayıs 2020 gününe kadar Ergün Diler’in yazılarındaki koronavirüs atıflarını inceledik. Zor bir uğraştı. Ancak televizyon ekranlarında ve gazete köşelerinde yer verilen böyle bir ismin birbiriyle çelişen söylemlerinin arşivlenmenmesi adına faydalı oldu.

Her ne kadar gün bazında Diler’in yazılarındaki atıfları çıkarmış olsak da yazılarındaki koronavirüs salgını ile ilgili savrulmaların özetlenmesinin faydalı olacağını düşünüyoruz. Özellikle salgının ilk günlerinde ABD’nin Çin’i hedef alan bir silah olduğunu söylediği koronavirüs salgınının etkilerinin ABD başta olmak üzere tüm dünyada yoğun şekilde hissedilmesiyle birlikte Diler’in söylemlerindeki değişiklik dikkat çekici.

Ergün Diler’in 31 Ocak-8 Mayıs 2020 tarihleri arasında Takvim Gazetesinde yayımlanan yazılarındaki savrulmaların seyrini kronolojik olarak izlediğimizde şöyle bir görünüm çıkıyor ortaya (ifadeler Ergün Diler’in yazılarında kullandığı ifadelerden alıntılanmıştır):

  • Koronavirüs Çin’i hedef alan bir biyolojik silah
  • Koronavirüs salgını abartılıyor
  • Çin koronavirüs salgınıyla gereksiz yere tecrit ediliyor
  • Salgının büyütülmemesi gerekir
  • Virüs 10 dolara imâl ediliyor
  • Koronavirüsün aşısı bulundu
  • ABD istese hemen Çin’e aşıyı verebilecek konumda
  • Koronavirüs salgınının 2021 yılında ortaya çıkması tasarlandığı hâlde yapılan planların erkene alındığı
  • Koronavirüs salgını Libya’daki jeopolitik gelişmelerle ilgili
  • ABD koronavirüs salgını ile petrol fiyatlarını aşağıya çekerek Rusya’yı zayıflatmayı amaçlıyor
  • Salgının asıl hedeflerinden diğerleri İran ve Rusya
  • Koronavirüs salgını yakında bitecek
  • Uzmanlar yıl sonuna kadar koronavirüs salgınının etkilerinin yok olacağını söylüyor
  • Koronavirüs Çin, İran, Fransa ve İtalya’ya yönelik askerî operasyon yerine etkili bir silah olarak kullanılıyor
  • Doğu Akdeniz’de tavizler vermesi halinde koronavirüs Türkiye’ye ABD tarafından sokulmayacak
  • Koronavirüsün yolu İdlip’ten geçiyor
  • İtalya, Ruslara teslim ettiği 2 laptop nedeniyle koronavirüsle hedef alındı
  • İdlip’te yaşanan sorunlar etkili olmazsa Türkiye koronavirüs silahıyla tanışacak
  • Koronavirüs Çin ile yakınlaşanları hedef alan bir suikast silahı
  • Koronavirüsün hedefi Rothschild ve Wallenberg ailesi
  • İtalya’ya dronelar ile koronavirüs bulaştırıldı
  • Virüsün Washington’da üretildiğinin tartışmasız bir gerçek oldu
  • Koronavirüsün ABD’de gözlemlenmesi bekleniyor
  • Derin Amerika’nın virüsten payını aldı
  • Derin ABD’nin ABD merkez bankası Fed’i ele geçirmeye başladı
  • Koronavirüs ABD’de saldırgan olacak
  • Yaşanan savaş devletler ve aileler arasında
  • Koronavirüs bahanesiyle ABD’de işadamlarına operasyon yapılabilecek
  • Asıl kavga ABD içinde
  • Koronavirüsü organize eden bir ekip mevcut
  • Derin ABD koronavirüsü kullanarak yeni dünya sistemini kurmayı istiyor
  • Koronavirüsün küresel sahnedeki ikinci planını devreye sokması için ABD’yi de etkilemesi planlandı
  • ABD koronavirüs salgınından en çok etkilenen ülke
  • Virüsle yeni dünya düzeni kuruldu
  • Koronavirüsün ABD’de etkili olması derin Amerika’nın planı
  • Koronavirüs salgınının 2018/19 yıllarında ortaya çıkmasının planlandı; ancak, 2020 yılına ertelendi
  • Virüsün yeni dünya sistemi oluşana kadar etkili olacak
  • Çin’in koronavirüs salgınından ötürü açılacak tazminat davalarıyla dize getirilecek
  • Koronavirüs planının % 70’nin tamamlandı

 

İşte böyle… Bir bakmışsınız koronavirüs salgını Çin’i hedeflemiş, bir bakmışsınız asıl hedef ABD. Bir bakmışsınız küresel sistem hedef, bir bakmışsınız Çin ile yakınlaşan ülkeler. Bir yazıda koronavirüs saldırı planı erkene alınmış, diğerinde ertelenmiş. Birgün koronavirüs salgını abartılan bir olgu, ertesi gün koronavirüs salgını yeni dünya düzeni kurduracak bir kriz. Bir sayfada koronavirüs salgını yıl sonuna biter, diğer sayfada salgın büyük bir planın parçası olarak devam eder. Diler’in bir yazısında ABD Çin’i virüsle vurmayı planlarken diğer gün ABD’deki derin yapı salgının kendi ülkesinde görülmesini sağlar. Ergün Diler’in yazılarındaki tutarlılık sorunu bu şekilde özetlenebilir.

 

Şimdi günbegün yazılarını inceleyelim…

 

31 Ocak 2020’de yayımlanan “Patroniçe” başlıklı yazısında Diler ilk defa koronavirüse değinmiş ve virüsün Çin’e yönelik bir saldırı olduğunu vurgulamış:

“”VİRÜS EKONOMİK olarak neyi hedefliyor?” Önce bunun cevabını bir görelim… Bir uçağı vurup 170 kişinin öldüğü kaza çok! Ancak virüsle 170 kişiyi öldürüp 10 günde 1.5 trilyon DOLAR zarar vermek başka bir olay… SAVAŞIN GELDİĞİ YER BURASI….”

 

1 Şubat 2020 tarihli “Ni’çin Virüs” başlıklı yazısında koronavirüs salgınının Çin’i hedefleyen bir ABD hamlesi olduğu hipotezini aktarmış:

“Çin’de yaşayan güçlü isimler ile ABD’nin derinliklerine inebilen bazı isimler, Washington’dan büyük bir hamle bekliyordu. Beklenen adım geldi mi bilinmez ama Coronavirüs, Çin’i bitiriyor…”

 

“Apple gibi şirketler de Çin’den çıkma kararı aldı, sadece resmi açıklama yapılmadı. Coronavirüs, dünyanın en tehlikeli silahı mı?”

 

4 Şubat 2020 tarihli “Pahalı virüs” başlıklı yazısında koronavirüs salgının bir sağlık problemi olmadığını, ciddiye alınmaması gerektiğini iddia etmiş:

“Tablo giderek ürkütücü bir hal alırken Korona virüsünü hala bir sağlık problemi gibi göstermeye çalışanları pek ciddiye almamak gerekiyor. Elbette bu virüs hastalığa neden oluyor ve can alıyor. Ancak birçok hastalık, Korona’dan daha tehlikeli. Ama Korona değiştiriyor!”

 

5 Şubat 2020 tarihli “Standart Sapma” başlıklı yazısında koronavirüs salgınının Çin’i hedeflediğini; ancak, 2021 yılı için yapılan planların erkene alındığını ileri sürmüş:

“Çin enerji ihtiyacını sadece Libya’dan karşılayabilirdi artık. 2030’a en güçlü girecek ülke de doğal olarak Çin olacaktı. Libya’ya biraz da böyle bakmakta fayda vardı… Hafter’i ve masadan kaçışlarını da aynı akılla okumalıydık. O nedenle Coronavirüs öne çekildi. Yoksa Coronavirüs 2021 yılında son seçenek olarak kullanılacaktı. Erkene aldılar… Etkili ve sonuç alan bir silah olduğu da ortada….”

 

6 Şubat 2020 tarihli “Matruşka” başlıklı yazısında salgının Libya’daki gelişmelerle ilgisi olduğunu ve ABD’nin 10 dolara imâl ettiği virüsle Çin’i hedeflediğini iddia etmiş:

“İşte 2019’un son günlerinde Libya’da yeni bir anlaşmanın sesi yükselirken, ortaya Coronavirüs çıktı.”

 

“Ve ABD, Çin’in elindeki DOLAR’a da satın aldığı şirketlere de çökmek için gün sayıyordu… Bir VİRÜS üzerinden hem ekonomik hem siyasi sonuçlar elde ediyordu… 10 dolarlık maliyetle meydana getirdiği VİRÜSLE DÜNYANIN patronu olmak istiyordu. Şu an durum bu!”

 

7 Şubat 2020 tarihli “Antivirüs” başlıklı yazısında koronavirüs salgınının abartıldığını, Çin’in boş yere tecrit edildiğini iddia etmiş:

“ABD’de istifa eden ya da giden SAVUNMA BAKANLARININ ana gündemi ÇİN’di. Hepsinin… Ve hazırlıklar bittiğinde CORONAVİRÜS’le Çin baş başa kaldı. Dünya medyası biri bin yaptı. Çin tecrit edildi…”

 

8 Şubat 2020 tarihli “Economyvirus” başlıklı yazısında, daha önce önemsiz gördüğü koronavirüs salgınının Çin’de önemli sorunlara yol açtığını kabullenmeye başlamış ve salgının biyokimyasal silah olduğu iddiasını sürdürmüş:

“ÇİN’İN içindeki VİRÜS sorunu giderek büyümekte.”

 

“Kimileri Coronavirüs dese de aslında açık şekilde “economyvirus” etkisini gösterdi.”

 

10 dolarlık ECONOMYVIRUS’le ÇİN’i resmen durdurdular.

 

11 Şubat 2020 tarihli “Savaş masası” başlıklı yazısında koronavirüs salgınını Libya’da meydana gelen gelişmelerle irtibatlandırarak, küresel liderlik yarışında koronavirüsün Çin’e havlu attıracağını belirtmiş:

“Çin’e yapılan virüs operasyonu Washington’ın tek kutuplu bir dünya kararının da ilanıydı.”

 

“”Çin ABD’yi yıkar mı?” sorusuna cevap ararken ‘Çin ne zaman teslim bayrağı çekecek’e geldik…”

 

“Libya da ÇİN’e yapılan saldırıdan ayrı konular değil. Çin, HAFTER’le yakınlaşmasaydı belki CORONAVİRÜS’ü görmeyecektik bile…”

 

13 Şubat 2020 tarihli “Rus ruleti” başlıklı yazısında ise petrol fiyatlarının düşüşünü Çin’in koronavirüsle ‘vurulması’na bağlamış:

“Derin Amerika, silah şirketleri tarafından yönetilse de Çin’e askeri operasyonu asla düşünmez. Çünkü Çin hem nüfus hem de coğrafi olarak çok büyük. O nedenle ellerinde beklettikleri yeni tip Coronavirüs’ü Çin’e gönderdiler.”

 

“Ancak CORONAVİRÜS nedeniyle ÇİN’in enerji kullanımını YÜZDE 70 düşürdüler. Dolayısıyla RUSYA petrol satamaz oldu. Fiyatlar da düştü…”

 

14 Şubat 2020 tarihli “Matruşka” başlıklı yazısında koronavirüsün ABD ile ilintili olduğunu anlamak için ekonomik değişimleri analiz etmek gerektiğini öne sürmüş (virüsün ABD’yi vurmayacağını sanıyor bu sıralarda), virüsün aşısının bulunmuş olabileceğini iddia etmiş ve koronavirüsün ‘abartılması’ halinde Kuzey Afrika’nın yeni üretim merkezi olacağını öne sürmüş:

“Amerika Birleşik Devletleri’nin, Coronavirüs’le bağlantılı olduğunu anlamak için yine ekonomideki değişimleri incelemekte fayda var”

 

“Bu da gösteriyor ki, Coronavirüs’ün aşısını Regeneron bulacak. Belki de buldu. Belki de birkaç yıl önce bunun aşısı bulundu. REGENERON’u izleyen gerçeği bulur!”

 

“DERİN ABD CORONAVİRÜS’le enerji-üretim-tüketim ve doğal olarak siyasi güç dağılımını bozdu.”

 

Eğer CORONAVİRÜS abartılır ve giderek büyürse KUZEY AFRİKA yeni üretim merkezlerinden biri olur!”

 

15 Şubat 2020 tarihli “İki masa” başlıklı yazısında alışılagelmiş “dünyayı yöneten aileler” saçmalıklarının ardından petrol fiyatlarında meydana gelen çöküşün ardında Çin’e yapılan koronavirüs saldırısı olduğunu iddia etmiş:

“DERİN AMERİKA bir virüsle ÇİN’in petrol ihtiyacını sıfırladı. Rusya’nın zenginleşmesini ve dünyada iddialı olmasının temel aracı olan petrol gelirlerini budadı.”

 

18 Şubat 2020 tarihli “Büyük anlaşma” başlıklı yazısında 11 gün önce abartıldığını söylediği koronavirüsün Çin’i kemirdiğini, virüsün 2019 yılı Ekim ayında Xi Jinping’e yanıt olarak sahaya sürüldüğünü ve istese ABD’nin virüse etkili aşıyı Çin’e 18 Şubat günü gönderebileceğini öne sürmüş:

“Coronavirüs, Çin ekonomisini yerlebir edebilir mi? SORU BU! Şimdiki durumu görmeseydik “ASLA” diye cevap verebilirdik. Ama şimdi durum kritik. Bir VİRÜS ÇİN’i kemiriyor resmen…”

 

CORONAVİRÜS ile EKİM’in başında Cinping’in tehdidine cevap verildi. Kimse konuşmadı, kimse bir uyarı yollamadı… Ama CORONAVİRÜS hayatımıza girdi. Önce gizlendi ama olay büyüyünce daha fazla üzeri örtülemedi… ABD hamlesinin kararını EVANGELİSTLER veriyordu…”

 

“Amerika Birleşik devletleri, bugün Coronavirüs aşısını Pekin’e gönderebilir. Ancak bunu yapsa bile, Pekin ABD’nin isteklerini hep kabul etmek zorunda kalacak.”

 

19 Şubat 2020 tarihli “Corona City” başlıklı yazısında yıllardır öve öve bitiremediği Çin’in koronavirüs salgını karşısında kağıttan kaplan olduğunun anlaşıldığını belirtip, dikkatleri Londra’daki finansal merkeze çevirmeye başlamış:

“Paranın gücünü son Coronavirüs olayında da gördük. Dolar rezervi olarak dünyanın en güçlü ülkesi gibi görünen Çin’in aslında ne kadar sıradan olduğunu yaşayıp öğrendik. Pekin, gözle görülmeyen bir virüse karşı ne kadar çaresiz olduğunu dünyaya ilan etti. Devlet başkanı düzeyinde hem de… Peki paranın gözle görülmeyen bir virüs karşısında etkisiz olduğunu kabul mü etmeliyiz?”

 

“Amerikan sisteminden çıkan paralar, yeniden City of London’a geçiyor. Yani para tekrar en güvendiği limana uçuyor. Derin Amerika’nın buna en sert hamlesi de Coronavirüs oldu. Şimdi ikinci hamle Akdeniz, üçüncü hamle de Ortadoğu’dan gelecek. City of London da biliyor ki, Akdeniz ve Ortadoğu en az off-shore hesapları kadar önemli.”

 

21 Şubat 2020 tarihli “Neden şimdi” başlıklı yazısında, 2 hafta önce büyütülmemesi gerektiğini söylediği koronavirüs salgınını dünyanın en tehlikeli terör örgütüne benzetmiş. Ayrıca, koronavirüsün Çin dışına yayılmasıyla birlikte virüsle hedeflendiğini iddia ettiği ülke seçkisini genişletmeye başlamış. İlaveten, virüsün üretildiği lokasyonu da uydurmuş:

“Coronavirüs’ü incelediğimizde öncelikli hedefin Çin olduğunu, ancak zincirleme bir trafik kazasına doğru gittiğini görüyoruz. Özellikle İRAN’a sıçraması çok anlamlı!”

 

“İran’da CORONAVİRÜS’ün çıkması, KUM KENTİNİN seçilmesi de koordinatların belirlenmesindeki ustalığı ortaya koymakta…”

 

“Çünkü Coronavirüs bugün dünyanın en tehlikeli terör örgütü.”

 

“Ancak Washington’un Medina bölgesinde yaşayan 2 Amerikalı profesörün hazırladığı Coronavirüs birçok ülkeyi ekonomik olarak çok ciddi etkiledi.”

 

22 Şubat 2020 tarihli “Rus ruleti” başlıklı yazısında salgının etkilerinin Çin’in dışına taşmasıyla birlikte derin ABD dediği yapının Çin’den sonra diğer ülkeleri de hedeflediğini iddia etmeye başlamış:

“İMHA GÜCÜ yüksek bir virüs muazzam iş görüyordu… Çin’den sonra İran! İki iyi ilişki kurmuş ülke. İyi ilişkiler içindeki ABD karşıtı iki ülke… İran’da CORONAVİRÜS normal yani…”

 

“Şimdi Çin’den başlayan virüs dalgası, ekonomik boyutlarıyla 5 kıtaya yayılıyordu.”

 

“DERİN AMERİKA, 10 dolarlık VİRÜSLE Çin’i ve bütünleşecekleri AVRUPA’yı sardı!”

 

“Derin ABD bir virüsle Çin’i Rusya’dan, Rusya’yı Avrupa’dan kopardı… Rakiplerinin güçlenmesini, ittifak yapmasını önlemek için…”

Yazısında “Günlerdir belki de tek ben CORONAVİRÜS’ü yazıyorum.” diyen Diler’e hakkını verelim, Ocak ayından itibaren şaşmadan aralıksız her yazısında -sıklıkla saçmalasa da- koronavirüse yer veren tek isim kendisi.

 

25 Şubat 2020 tarihli “Virüs tarihi” başlıklı yazısında, salgının kontrol altına alındığı yönündeki haberlerin etkisiyle 19 Şubat günü virüs karşısında çaresiz olarak nitelediği Çin’i koca bir güç olarak nitelemiş, Kuzey Kore dahil birçok ülkenin virüsten etkileneceğini ve -virüs salgınından bu yana gerçekleştirilmese de- bir Bilderberg toplantısında virüsün ele alındığını iddia etmiş (Şüphesiz Ergün Diler kamuoyuna gerçekleştirildiği yansımayan Bilderberg toplantıları konusunda uzmandır, biz bilemeyiz O bilir (!)):

“Çin koca bir güçtü… Bir virüsle baş etmesi çok zor olmasa gerek. Dün de bugün de aynı noktadayım. Bir virüsle ÇİN’in yıkılmaması gerekmekte…”

 

“Yani dünyanın dengelerini değiştiren bu virüs, sadece Çin’de kalmayacak. Birçok Avrupa ülkesi İran, Kuzey Kore de ciddi şekilde etkilenecek.”

 

“İPEK YOLU’nda Çin ile yürümek isteyen ülkeler garip bir şekilde VİRÜSLE tanıştı. İtalya da en son örnek oldu.”

 

“İngiliz bir profesör Bilderberg Grubu toplantısında, virüsün yeni dünya savaşının en önemli silahı olduğunu söyledi.”

 

26 Şubat 2020 tarihli “Derin hesap” başlıklı yazısında ise Çin’den gelen olumlu açıklamaların etkisiyle olsa gerek koronavirüs salgınının yakında biteceğini iddia etmiş. Haliyle bitmedi.

“CORONAVİRÜS çıktıktan sonra “Asıl hedeflerden biri İRAN” diye yazdım. Çin’in arka bahçesi oldukları için hedeftiler…”

 

“Şimdi Coronavirüs, İpek Yolu güzergahını çok etkileyecek. CORONAVİRÜS’ü meydana getirip koordinatları belirleyenler belliydi. Bunu en iyi CİNPİNG biliyordu… CORONAVİRÜS çıktıktan sonra “Asıl hedeflerden biri İRAN” diye yazdım. Çin’in arka bahçesi oldukları için hedeftiler…”

 

“Peki birkaç yıl sonra Coronavirüs’ü nasıl hatırlayacağız? Yakında bitecek olan CORONAVİRÜS bizde nasıl bir TORTU bırakacak…”

 

“O nedenle uzmanlar, Coronavirüs’ün etkilerinin yıl sonuna kadar tamamen bitmiş olacağını öngörüyor.”

Diler ayrıca, İran’ın asıl hedeflerden biri olduğunu yazdığını iddia etmiş. Yazılarında böyle bir ifade yok.

 

27 Şubat 2020 tarihli “‘Pesco’rona” başlıklı yazısında koronavirüsü ilk günden itibaren ciddiye aldığını iddia etmiş; halbuki, salgının ilk günlerinde büyütülmemesi gerektiğini öne sürüyordu. Ayrıca, koronavirüsün Çin, İran, Fransa ve İtalya’ya yönelik askerî operasyon yerine etkili bir silah olarak kullanıldığını, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de tavizler vermesi halinde koronavirüsün ülkeye ABD tarafından sokulmayacağını iddia etmiş:

“CORONAVİRÜS işini ilk andan itibaren çok ciddiye aldım. Türkiye’nin gündeminde yokken ısrarla yazdım.”

 

“Dünyayı etkisi altına alan bu virüsün bir yarasadan bulaştığını söyleyenleri dikkate almamak mı gerekir? GALİBA EVET!.”

 

Dünyayı alt üst eden bu virüs, laboratuvarda üretildi. Merkez de Amerika Birleşik Devletleri… Bunu anlamak da zor değil ikna olmak da… Çin’e, İran’a, Fransa’ya, İtalya’ya yani Coronavirüs’ün vurduğu ülkelere askeri operasyon düzenlenseydi maliyeti ne olurdu? TRİLYONLARCA DOLAR HARCANIR MIYDI? EVET… PEKİ sonuç alınması kesin miydi? Hayır… CORONAVİRÜS bunu gerçekleştirdi mi? Gerçekleştirdi! Etkisi hiçbir silahta yoktu!”

 

Coronavirüs neden hala Türkiye’yi etkisi altına almadı. Etrafımız bu virüsle sarılmışken her ülkeye gelmişken neden bize gelmedi! Amerika Birleşik Devletleri, açık şekilde Türkiye’den Akdeniz konusunda bazı tavizler vermesini istiyor. Eğer Ankara, bu konuda Washington’la karar alır ve özellikle Doğu Akdeniz’de anlaşırsa, Coronavirüs’ün Türkiye’de etkisi olmayacak.

 

“Coronavirüs’ün hedeflerinden birinin de Rusya olduğu ortada.”

 

28 Şubat 2020 tarihli “Aile arasında” başlıklı yazısında koronavirüs ile Libya’daki gelişmeler arasında bağ kurmaya çalışmış:

“ABD rakip ülkeleri VİRÜSLE dize getirmek için yola çıktı. Hafter’e silah yollayan ÇİN de asker yollayan Rusya da VİRÜS ile uğraşmakta…”

 

29 Şubat 2020 tarihli “İdlib satrancı” başlıklı yazısında ise koronavirüsün yolunun İdlip’ten geçtiğini iddia etmiş:

“Bu nedenle ilk günden itibaren CORONAVİRÜS’ün yolu İDLİB’ten geçer dedim. YAZDIM…”

 

3 Mart 2020 tarihli “Oyun içinde oyun” başlıklı yazısında ABD’nin koronavirüsle rakiplerini tasfiye ettiğini aktarmış:

“Şi Cinping, Coronavirüs ile teslim alındı. Diz çöktürüldü.”

 

“Suriye krizi, göçmenleri AVRUPA’yı yıkmak için yola çıkardı. Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirdi. İran’ı cepheye sürdü. Çin’i de virüsle buradan söküp attı. ABD rakip gördüğü EKSENLERİ ya virüsle ya göçmenlerle tasfiye etmek istemekte…”

 

4 Mart 2020 tarihli “Laptop” başlıklı yazısında İtalya’nın koronavirüsle hedef alındığını, bunun nedeninin Ruslara teslim edilen 2 laptop olduğunu iddia etmiş:

“Coronavirüs, jeoekonomik bir virüs olarak tasarlandı. Çin büyütüldü, güçlendirildi, sonra tekrar kontrol edilebilir hale getirildi. Nasıl? Elbette Coronavirüs’le. Sadece hedef Çin de değildi. Çin’le birlikte büyük bir ittifak kuran Rusya, İran ve İtalya da Coronavirüs’ün en ağır hissedildiği ülkeler oldu. Tablo ortada değil mi!”

 

“Derin Amerika bu iki kişiyi tutuklatmıştı ancak veri tabanlarına el konulmasına rağmen Sergio Mattarella’nın baskısıyla, 2 laptop Ruslar’a teslim edilmişti. İşte bugün Coronavirüs’ün İtalya’da ağır kayıplar vermesinin nedeni bu iki laptoptaki veri tabanıdır, gizli bilgileridir.”

 

5 Mart 2020 tarihli “Üç parça” başlıklı yazısında İdlip’te yaşanan sorunlar etkili olmazsa Türkiye’nin koronavirüs silahıyla tanışacağını öne sürmüş:

“Öncelikli önlem de İdlib’den başlıyor. İdlib etkili olmazsa, Türkiye bölgede güçlenirse Coronavirüs ikinci silah olarak Türkiye sınırlarında büyütülecek.”

 

6 Mart 2020 tarihli “Derin hesap” başlıklı yazısında koronavirüsün Çin ile yakınlaşanları hedef alan bir suikast silahı olduğunu ileri sürmüş:

“CORONAVİRÜS artık bir suikast silahı. İran’ı gördük! Şimdi KÖRFEZ’de… Çin ile yakınlaşana bulaşan bir VİRÜS…”

 

7 Mart 2020 tarihli “B planı” başlıklı yazısında ise bir zamanlar abartıldığını ve yakında biteceğini söylediği koronavirüsün büyük bir savaşın arefesini oluşturduğunu söylemiş:

“3 yıldır DERİN AMERİKA şirketleri kendine bağlamak için ince ince adımlar atıyordu. Coronavirüs finalden önceki adımdı. Final mi? Galiba büyük bir savaş… Muhtemelen de ORTADOĞU merkezli…”

 

10 Mart 2020 tarihli “Yedi düvel” başlıklı yazısında ise İtalya’da gözlemlenen koronavirüs vakalarının Çin ile işbirliğinden kaynaklanan bir cezalandırma olduğunu iddia etmiş:

“Zaten ÇİN ile yakınlıkları, İPEK YOLU’nda aldıkları görev ortadaydı. Bu nedenle olsa gerek ÇİN’i kasıp kavuran CORONAVİRÜS İTALYA’ya iniyordu.”

 

12 Mart 2020 tarihli “Final sahnesi” başlıklı yazısında bir zamanlar büyütülmemesi gerektiğini ve Çin’i ve Çin’le işbirliği içine giren ülkeleri hedef aldığını söylediği koronavirüs salgınının tüm dünyaya yayılmasıyla birlikte söylemini değiştirmeye başlamış:

“Coronavirüs final gibi”

 

“Çin’de, Vatikan’a karşı olan KATOLİK WUHAN’da görülen CORONAVİRÜS 118 ülkeyi daha rahatsız ediyordu.”

 

“Defalarca ben de yazdım. CORONAVİRÜS DEĞİŞİM habercisi gibiydi.”

 

“Karşı taraf da yani VATİKAN-ALMANYA-FRANSA- ROCKEFELLER ittifakı boş durmayacaktır…”

 

13 Mart 2020 tarihli “Küresel Tatbikat” başlıklı yazısında ibrenin ABD’ye doğru kaldığını idrak edince Başkan Donald Trump’ın da hedef olduğunu iddia etmeye başlamış ve virüsün yayılımının demografik hareketlilikle ilintili olduğunu kabullenmeye başlamış:

“İşin ilginç tarafı TRUMP da hedef! CORONAVİRÜS kendi başkanını bile götürürse sakın şaşırmayın!”

 

“On milyonlarca insanın şehir değiştirdiği zaman dilimi seçildi. VİRÜS bir amaca hizmet ediyorsa ÇİN gibi ÇOK KALABALIK nüfusun yaşadığı bir yerde ortaya çıkmalıydı ki tam da öyle yapıldı.”

 

14 Mart 2020 tarihli “Büyük oyun” başlıklı yazısında 1,5 ay önce küçümsediği koronavirüs salgınının ekonomik problemlere yol açacağını öngörmenin kahinlik gerektirmediğini ifade etmiş:

“Ortaya çıkan Coronavirüs sonrasında ekonomik sıkıntıların yaşanacağı biliniyordu. Kahin olmaya gerek de yoktu.”

 

17 Mart 2020 tarihli “3. dünya savaşı” başlıklı yazısında koronavirüsün ABD’de laboratuvarda hazırlandığını öne sürmüş:

“Coronavirüs teröründe yeni bir boyuta geçiyoruz.
Bu virüs, hiç şüphe yok ki Amerika Birleşik Devletleri’nin laboratuvarında hazırlandı.
Wuhan’da şu ya da bu şekilde ortaya çıktı. Önemli olan HAZIRLAYAN ve yapmak istediği… YENİ DÜNYA DÜZENİ için savaş şarttı.”

 

18 Mart 2020 tarihli “Ertesi gün” başlıklı yazısında Çin, Rusya ve İran’ı hedeflediğini söylediği koronavirüsün hedefinin Rothschildler ve Wallenberg ailesi olduğunu iddia etmiş:

“Telefona dünyayı sığdıran akıl VİRÜSLE dünyayı kontrol edilir ve yönetilir hale getiremez mi?”

 

“Ancak Coronavirüs hem Rothschildler’i, doğal olarak da Wallenberg ailesini hedefledi.”

 

“DERİN AMERİKA, KRALLIKLARA ÜYE VERMİŞ AİLELERİ VE KENDİLERİNİ ÜSTÜN KAN OLARAK GÖRENLERİ HEDEF ALDI!”

 

19 Mart 2020 tarihli “Hava saldırısı” başlıklı yazısında İtalya’ya dronelar ile koronavirüsün bulaştırıldığını uydurmuş:

“Şimdi aktif olmadıklarını söyleyen emekli olmuş çok önemli CIA ve NSA ajanları, Coronavirüs’ün İtalya ve İran’a yayılmasıyla ilgili ilginç bir iddia ortaya attı: “Önce İran’da ortaya çıkan DRONE’lar, sonra İTALYA’da görüldü. İtalya’ya da CORONAVİRÜS’ü bulaştıranlar DRONE’lardı!”

 

20 Mart 2020 tarihli “Jenerik” başlıklı yazısında ise koronavirüs salgınının ABD’de de gözlemlenmesiyle birlikte söylemini derin ABD üzerine yoğunlaştırdığı görülüyor. Anılan yazısında virüsün Washington’da üretildiğinin tartışmasız bir gerçek olduğunu, derin Amerika’nın virüsten payını aldığını ileri sürmüş:

“Virüs’ün Washington’da üretildiği artık tartışmaya açık bir konu değil.
ABD’de araştırmaları hep çok önemli olan ve ‘bilimsel görüş’ gibi görülen Larry Romanoff, “Virüs ABD’de üretildi, Çin’e gönderildi” dedi. Yani ABD merkez… Bu artık bilinen bir gerçek… Kendileri söylüyor.”

 

“Çin’i doğal olarak AİLELERİ hedef alan DERİN AMERİKA da VİRÜSTEN payını alıyordu..”

 

“Ağustos 2018’de Jacob Rothschild, Amerika’nın çöküşünü bir virüsle olacağını mı ima ediyordu.”

 

21 Mart 2020 tarihli “Fırtına öncesi” başlıklı yazısında koronavirüs salgınının Washington merkezli olduğu tezini yinelemiş ve Çin’i hedef alan salgının kontrolden çıkmasının beklenmediğini belirtmiş:

“Şimdi Washington, Coronavirüs’le Çin’i teslim alacaktı. II. Dünya Savaşı’nda yerle bir olan Japonya ve Almanya’yı tekrar ayağa kaldıran da Washington’dı.”

 

“Ancak dünya ekonomisinin yerle bir olması, Washington’ın beklediği Coronavirüs etkisi değildi. AVRUPA’nın merkeze oturtulması, PEKİN ile bağının kesilmesi ve Çin’in üretime geçmemesi demekti.”

 

24 Mart 2020 tarihli “Fed’eral savaş” başlıklı yazısında, daha önce ABD’nin Çin’i hedef alan bir silah olduğunu söylediği koronavirüs salgınının etkilerinin ABD’de yoğun şekilde hissedilmesiyle birlikte derin ABD dediği yapının ABD merkez bankası Fed’i ele geçirmeye başladığını söylemiş:

“Dünya adeta kapalı durumda. Herkes içeride CORONAVİRÜS’LE boğuşuyor. PARAYI elinde tutanlara karşı PARASINI GERİ ALMAK İSTEYENLERİN SAVAŞI bu… KABACA…”

 

“Şimdi Derin Amerika dediğimiz güç, Coronavirüs’le yeni bir dünyanın kapılarını açtıysa FED’e el konulacak.”

 

25 Mart 2020 tarihli “Yeni sistem” başlıklı yazısında ise ABD’nin hedefinde olan Çin, İran ve Rusya merkezli olduğunu öne sürdüğü salgının ABD dahil tüm dünya ülkelerini etkilemesiyle birlikte hedef ülke iddiasını rafa kaldırmaya başladığı anlaşılıyor:

“CORONAVİRÜS olayı yer altında süren savaşın bize yansıyan hali. VİRÜS’ün oradan ya da buradan çıkmasının hiçbir önemi yok! Sonuçta ne olacak ona kafa yormalıyız!”

 

“Bir süre önce biri çıkıp “BİR VİRÜS TÜM DÜNYAYI FELÇ EDECEK. İNSANLARI EVİNE KAPATACAK. EKONOMİ DURMA NOKTASINA GELECEK” dese kim inanırdı! Hiç kimse!”

 

“Her virüsün etki alanı biliniyor. Belki Coronavirüs sonrası kaç kişinin öleceği de planlandı.”

 

“Gariptir CORONAVİRÜS’ün en çok vurduğu bölge AVRUPA ve yeni ekonomik sistemde de bu 27 ülkenin olması istenmiyor…”

 

26 Mart 2020 tarihli “Coronaprens” başlıklı yazısında Çin odaklı söylemini askıya alarak koronavirüsün ABD’de saldırgan olacağını, yaşanan savaşın devletler ve aileler arasında olduğunu iddia etmiş (Ayrıca, Prens Charles’ın Kraliçe Elizabeth’ten görevi devraldığını sanıyor):

“Prens Charles’ın CORONAVİRÜSÜ ile tanıştığı dünyaya ilan edildi. ÜÇ GÜN ÖNCE GÖREVİ KRALİÇE’DEN DEVRALAN PRENS CHARLES ŞİMDİ VİRÜS’le baş başa…”

 

“Çünkü ortadaki savaşın iki tarafı var! DEVLETLER ile AİLELER! Kabaca PARA ile SİLAH yani… DOLAR’ı, finansal dünyayı elinde tutanlar ile MİLLİ DEVLETLERİN mücadelesi bu… Çok ayrıntıya girmek istemem ama tablo bu. Savaşın galibi ya da mağlubu ABD’de ortaya çıkmak zorunda. Bu nedenle VİRÜS Amerika’da çok daha saldırgan olacak.”

 

27 Mart 2020 tarihli “Virüse kurşun” başlıklı yazısında koronavirüs bahanesiyle ABD’de işadamlarına operasyon yapılabileceğini öne sürmüş:

“Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan Coronavirüs, dünyayı değiştiriyor. Etkisinin sadece ABD sınırlarında olmayacağı da ortada. DOLAR ve ekonomik sistem savaşı bu…”

 

“Coronavirüs etkisi her geçen gün artıyor. ABD de bunu örnek gösterip, işadamlarına operasyon yapar mı? Elbette kolay değil ama ihtimal çok güçlü!”

 

28 Mart 2020 tarihli “CEO’loji” başlıklı yazısında koronavirüs salgınının asıl hedefinin Çin olduğu tezini anmayı dahi bırakıp asıl kavganın ABD içinde olduğunu öne sürmüş. Bununla yetinmeyip Başbakan Boris Johnson ve Prens Charles’ın koronavirüs olmasını İngiltere’ye bir operasyon olarak nitelemiş. Ayrıca, 2000 CEO’nun görevden el çektirildiğini uydurmuş:

“KAVGANIN Amerika Birleşik Devletleri içinde olduğunu ve herkesi içine çektiğini yazıp duruyorum.”

 

“İşte şu an CORONAVİRÜS üzerinden sallanan dünyanın şifreleri orada… Yani şu üç cümlede saklı… Zaten sık sık “GÖRÜNMEYEN DÜŞMANA KARŞI SAVAŞIYORUZ” diyen Trump kavganın taraflarını net olarak çiziyordu.”

 

“2 bin CEO Coronavirüs’le birlikte görevlerinden el çektirildi.”

 

“Prens Charles’tan sonra Başbakan Boris Johnson’un da CORONA olması ne ilginç tesadüf değil mi! Görevini teslim edeceğini yazdığım Boris JOHNSON’un CORONA olması beni bile şaşırttı… Belli ki Trump’ın başını çektiği DERİN AMERİKA ile KÜRESEL ELİTLER İNGİLTERE’siz yol almak istemiyor. Orada savaşıyorlar…”

 

31 Mart 2020 tarihli “Dolar Hesabı” başlıklı yazısında ise virüsün ABD’de etkili olacağını, koronavirüsü organize eden bir ekibin olduğunu iddia etmiş:

“Coronavirüs’ün etkisi daha ne kadar sürecek? Dünya bu sorunun cevabını merak ediyor. Ancak öyle anlaşılıyor ki Coronavirüs, Amerika Birleşik Devletleri’nde de etkili olacak. Ciddi ölümler sonrasında gerilemeye başlayacak.”

 

“Şunu iyi biliyorum! Coronavirüs’ü organize eden ekip, ABD’de iç kamuoyunun ciddi etkileneceğini biliyordu.”

 

1 Nisan 2020 tarihli “Karantina!” başlıklı yazısında derin ABD’nin koronavirüsü kullanarak yeni dünya sistemini kurmayı istediğini sallamış:

“Amerika Birleşik Devletleri, Coronavirüs nedeniyle başka bir savaşın içinde. Derin Amerika Coronavirüs’ü kullanarak, Washington’ın yeni dünya konseptini kurmasını istiyor.”

“Kushner’i tuvalete kapatanlar Trump’ı damadından mı koruyordu yoksa Kushner’e virüslü saldırı mı düzenliyordu!”

Ayrıca belirtmek gerekir ki, Diler’in yazısında aktardığı ABD Başkanı Donald Trump’ın Damadı Jared Kushner’ın Beyaz Saray tuvaletinde mahsur kaldığı iddiası uydurma bir satirik anlatıdır.

 

2 Nisan 2020 tarihli “Virüs ve para” başlıklı yazısında ise bir zamanlar büyütülmemesi gerektiğini, yıl sonunda etkisinin sona ereceğini iddia ettiği koronavirüsün yeni düzenin ilk önemli adımı olduğunu söylemiş:

“Ancak perde arkasından neler yaşanacak bunu öğrenmek yeni düzenin ip uçlarını bize gösterecek. Coronavirüs sadece bir virüs değil. Savaşlarla kurulan yeni düzenlerin, savaşsız kurulmasını sağlayan ilk önemli adım Coronavirüs.”

 

3 Nisan 2020 tarihli “Yeni dava” başlıklı yazısında koronavirüsün küresel sahnedeki ikinci planını devreye sokması için ABD’yi de etkilemesinin planlandığını iddia etmiş:

“İşte bu planlar hızlı şekilde ilerlerken, ABD Coronavirüs’ü sahaya sürdü. Öncelikli hedef Çin’di. Çin büyük sarsıntıya yakalandı. Çin’in artık bir daha eski günlerine dönme ihtimali yok. En azından çok zor.
Çin’den sonra hedefin İran, İtalya, Fransa ve İngiltere olması tesadüf değildi.
Tabii ki bu arada ABD de Coronavirüs’ten etkilenecekti.
Çünkü ABD, ikinci adımı devreye sokmalıydı.”

 

“Laboratuvar virüsünün dışında hiçbir doğal virüs birkaç gün içinde yaklaşık 90 ülkeyi aynı anda enfekte edemez. Bütün uzmanlar bunun mümkün olmadığını söylüyor. Yani bu virüs laboratuvarda hazırlandı, Çin’den dünyaya yayıldı. Merkezinde de Washington vardı. Ancak bunun pek bir önemi yok. Bu virüs Wuhan’dan çıktı.”

 

4 Nisan 2020 tarihli “Son raund” başlıklı yazısında ABD’nin koronavirüs salgınından önemli ölçüde etkilenmesiyle birlikte salgınla ABD’nin Çin’i hedef aldığı iddiasını geri plana atarak derin Amerika olarak tanımladığı yapıyı vurgulamayı sürdürmüş:

“Bugün yaşanan Coronavirüs de sokak eylemleriyle sonuç alamayan Derin Amerika’nın en büyük kozu. Ancak işler şimdilik tam olarak istenildiği gibi gidiyor mu? Emin değilim.”

 

“2001’de İKİZ KULELER’LE başlayan, 2010’da Arap Baharı ile devam eden süreç şimdi Coronavirüs’le tamamlanacak.”

 

7 Nisan 2020 tarihli “Taht oyunu” başlıklı yazısında koronavirüs salgınının İngiltere’de de yoğun şekilde etkilerini hissettirmesiyle birlikte “derin Londra” olarak tanımladığı yapıyı ön plana çıkarmaya başlamış ve Birleşik Krallık monarşisinin koronavirüs etkisiyle taht oyunlarına sahne olduğunu iddia etmiş:

“Derin Londra, Coronavirüs’ü Kraliçe’ye gönderdi. Ciddi kaynaklar, Kraliçe’nin ulusa sesleniş konuşmasındaki hasta halini gördü. Üzgün bir Kraliçe değildi ekrandaki. Yorgun ve bitkindi.”

 

“Taht oyunlarını bu kez eskisi kadar güçlü oynayabilecek mi? Kraliçe tek başına… Çocukları, torunları bile onun ölmesini istiyor. Coronavirüs dünyayı değiştirecek. Avrupa da Londra da eskisi gibi olmayacak… Kraliçe “Coronavirüs üzerinden kimseye teslim olmayacaklarını” ilan ederken aslında savaşın tanımını yapıyordu… Anlamamız gereken de tam bu noktaydı… Savaş yani…”

 

8 Nisan 2020 tarihli “Post corona” başlıklı yazısında salgın sonrası süreci koronavirüsü ortaya çıkaran birkaç kişi hariç kimsenin bilmediğini iddia etmiş:

“Aslında kimse güvende değil. Parayı yönetenlerin, yönlendirenlerin de virüs sonrası dünyayı anlamakta zorlandığı SIR değil… Sonunun nereye varacağını CORONAVİRÜS’ü çıkartan birkaç kişi dışında kimse bilmiyor.”

Koronavirüs salgını sonrası sürece ilişkin düzinelerce yazı kaleme aldıktan sonra bunu söylemesi ilginç tabii ki.

 

9 Nisan 2020 tarihli “Bagram zirvesi” başlıklı yazısında her ne kadar ABD koronavirüs salgınından etkilense de virüsle dünyaya nizam vermeyi sürdürdüğünü ima etmiş:

“Tüm dünya gibi Amerika Birleşik Devletleri de CORONAVİRÜS ile mücadele ediyor. Çok ciddi kayıplar da veriyor. Ancak ABD mücadelenin dışında başka alanlarda da ayak izi bırakarak yürüyor.”

 

11 Nisan 2020 tarihli “Şirketler hedef” başlıklı yazısında koronavirüs salgınının bir hesaplaşma aracı olduğunu iddia etmiş:

“Başımıza bela olan CORONAVİRÜS ya da başka bir unsurun nedeni YEREL değil. Tepede en tepede birbirleriyle hesap görenlerin tepişmesi.”

 

14 Nisan 2020 tarihli “Hesaplaşma” başlıklı yazısında ABD’nin koronavirüs salgınından en çok etkilenen ülke olduğunu kabullenmiş; ancak, virüsle yeni dünya düzeninin kurulduğu iddiasını sürdürmüş:

“Tabii Amerika Birleşik Devletleri’nin de Coronavirüs’ten en çok etkilenen ülke olduğunu düşünürsek, Washington’daki kavganın da ne kadar büyük olduğunu görüyoruz.”

 

“VİRÜSLE Yeni Dünya Düzeni kuruyorlar… Trump içeride Pompeo dışarıda! Bu iki isim bize yeteri kadar ipucu vermekte… İyi izleyin!

 

15 Nisan 2020 tarihli “Merkez sorun” başlıklı yazısında koronavirüsün ABD’de gözlemlenmesinin beklendiğini, bunun derin Amerika olarak tanımladığı yapının planı olduğunu öne sürmüş:

“Şimdi yaşadığımız zorluklar yani Coronavirüs sonrası ekonominin dibe vurması, Derin Amerika’nın planıydı.”

 

“Amerika Birleşik Devletleri’nde Coronavirüs etkisinin artması zaten bekleniyordu. Bu Derin Amerika’nın en büyük kararıydı.”

 

16 Nisan 2020 tarihli “Raylarda ölüm” başlıklı yazısında koronavirüsün bir suikast silahı olarak kullanıldığını iddia etmiş:

“SUİKASTLAR da… Avrupa’ya uzanarak gidelim ve kavgayı başka pencereden görelim… Haydi… Coronavirüs’le birlikte çok güçlü olan zenginlerin, siyasetçilerin, CEO’ların güvende olmadığını biliyoruz.”

 

17 Nisan 2020 tarihli “Büyük aile” başlıklı yazısında Diler, koronavirüs salgınının 2018/19 yıllarında ortaya çıkmasının planlandığını; ancak, 2020 yılına ertelendiğini öne sürmüş. Halbuki, 5 Şubat 2020 tarihli yazısında koronavirüs salgınının 2021 yılında ortaya çıkması tasarlandığı hâlde yapılan planların erkene alındığını ileri sürmüştü.

“Coronavirüs’le İŞLER DEĞİŞTİ. Şimdi büyük karar zamanı… Aileler yeni yaşam alanlarını mı tercih edecek yoksa eski güçlerinin yanında bir savaşa mı girecek. Cevabı merak edilen soru bu… Bu her aile için farklı olacak. O nedenle kimin nasıl karar vereceği bilinmiyor. Bu karar günlerinin olması için Coronavirüs gibi büyük bir etki gerekiyordu. İşte o Coronavirüs de özel olarak hazırlandı. 2018 veya 2019 yılında insanoğlunu büyük bir sınava tabi tutacaktı. Ancak 2020’de dünya bunu öğrendi. Neden 2 yıl ertelendi?”

 

18 Nisan 2020 tarihli “Corona etkisi” başlıklı yazısında büyük resmi görmeye devam etmiş:

“Çünkü Coronavirüs YENİ DÜNYA için hazırlandı. CORONAVİRÜS gerçeğini emin olun birkaç kişi bilmekte…”

 

21 Nisan 2020 tarihli “Corona’nın ömrü” başlıklı yazısında 2020 yılı sonuna kadar sona ereceğini daha önce öne sürdüğü koronavirüs salgınına ömür biçmiş ve virüsün yeni sistem ortaya çıkana kadar etkisini hissettireceğini söylemiş:

“Uzaktan bakıldığında Coronavirüs’ün “Küresel ortak çıkar” sisteminin tamamen çökmesi için planlandığı görülmekte.”

 

“VİRÜS’ün ömrü yeni sistemin gelişine kadardır.”

 

22 Nisan 2020 tarihli “Petrol fırtınası” başlıklı yazısında ise koronavirüsün derin Amerika’nın küresel nüfusu azaltma projesi olduğunu iddia etmiş:

“Derin Amerika insanoğlunun daha iyi şartlarda yaşaması için Coronavirüs’ü ortalara bırakmadı. Yaklaşık 8 milyar olan nüfusun kademeli olarak 5 milyara düşürülmesi için küçük bir deneme yaptı. Artık virüsler Google gibi, su gibi hayatımızın gerçeklerinden olacak. Virüslerle yaşamaya alışacağız.”

 

24 Nisan 2020 tarihli “Banka işi” başlıklı yazısında koronavirüs salgınının süregelen ekonomik savaşın bahanesi olduğunu söylemiş:

“Kolay değil 200 yıllık bir düzene saldırı var. Hem de hiç alışık olmadığımız bir silahla. Virüsle dünyanın geleceği şekilleniyor. Finans sektöründe önemli aktör olmanın bugün için büyük şans olduğunu sanmıyorum. Hatta en riskli alan bugün önemli bankaların CEO’ları. Çünkü paranın hedef olduğu bu günlerde geçmiş onların peşini bırakmayacak. SAVAŞ her yerde. Daha çok paranın üzerinde! CORONA da işin bahanesi.”

 

25 Nisan 2020 tarihli “Gizemli Lady” başlıklı yazısında “koronavirüs – ekonomik savaş” diskurunu sürdürmüş:

“Ancak DÜNYA SİSTEMİNİ kuran SALGIN ve getirdiği ölümler değil SAVAŞTI… Burada da hepimizi VİRÜS’e kilitlediler… Ekonomik savaşı kapatıyorlar… Uyanık olalım…”

 

29 Nisan 2020 tarihli “Gizli yüz” başlıklı yazısında ABD Başkanı Donald Trump’ın “bir kişi isteseydi koronavirüs ABD’ye sıçramazdı” dediğini uydurmuş:

“Önemli bir ekleme daha… Trump “Bir kişi isteseydi CORONAVİRÜS ABD’ye sıçramazdı” dedi. İsim vermedi!”

 

30 Nisan 2020 tarihli “Yeni para” başlıklı yazısında koronavirüsün laboratuvarda üretildiğini kendince ispatlamış ve düşünce sisteminin ne kadar kusurlu olduğunu net şekilde ortaya koymuş:

“Gelişmeleri yani son üç ayı incelediğimizde dünyanın yeni bir sisteme geçiş için ilk adımı attığını artık anlamakta zorlanmıyoruz. O nedenle Coronavirüs laboratuvarda üretildi. Bunun aksini iddia edenlere cevap vermek de gereksiz. Her yıl 600 bin kişi gripten, 10 milyon kişi kanserden, 18 milyon kişi kalp krizinden, 1.5 milyon kişi de trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Trafik kazaları nedeniyle otomobile mi binmiyoruz? Hayır her yıl milyonlarca otomobil üretiliyor. Doğru mu? Doğru… “Coronavirüs yani Covid-19, Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıktı. Ölümler başladı. Dünya medyası korkuyu büyütüp “Bu virüs çok tehlikeli” manşetleri atmasaydı ALGI bu kadar şiddetli olmasaydı bugün Covid-19’dan ölenlerin tamamının grip virüsünden öldüğü yazılacaktı. O nedenle diğer birçok grip virüsü gibi Covid-19 da laboratuvarda üretildi ve yeni bir dünya için büyütüldü. NOKTA!”

 

1 Mayıs 2020 tarihli “Coin-19” başlıklı yazısında ABD’nin Çin’e yönelik söylemlerinin de etkisiyle koronavirüs salgınının hedefinin Çin olduğu tezine geri dönüş yapmış ve salgın ile küresel ölçekte korku dalgası oluşturulmasının hedeflendiğini öne sürmüş:

“CORONAVİRÜS ile birlikte Çin’in hedef alındığı artık her geçen gün ortaya çıkmakta..”

 

“Bu insanların daha kolay yönetilebilmesini sağlayacak. Bunun olması için Coronavirüs gibi büyük bir korkunun yaşanması gerekiyordu. Coronavirüs bunu başardı. Şimdi devletlerin de kontrol altına alınması gerekiyor.”

 

5 Mayıs 2020 tarihli “Beş göz” başlıklı yazısında Çin’in koronavirüs salgınından ötürü açılacak tazminat davalarıyla dize getirileceğini yazmış:

“Şimdi Çin için büyük sorunlar başladı. 20 TRİLYON DOLAR tazminat talepleri ortalara saçılıyor. Çin tamamen kontrol edilecek. Çin artık eskisi kadar ihracat ve ithalat yapamayacak. Tazminat miktarı ve alma şekli de artık Washington’da hazırlanıyor.”

 

6 Mayıs 2020 tarihli “Son hamle” başlıklı yazısında ABD’nin koronavirüs salgınından sonra yeni bir para sistemiyle borcunu sıfırlayacağını iddia etmiş:

“ABD yeni bir para yeni bir sistem ile borcunu sıfırlayacak. CORONAVİRÜS çıktığı andan itibaren bunu yazıyorum söylüyorum… Yüzlerce kez hem de…”

 

“Washington’un BORÇ yükü fazlaydı. Dünyanın en borçlu ülkesi en güçlü ülkesi olarak yürümek istiyordu. Bu da tarihte ilk kez oluyordu… Virüs salgını son seçenekti ve kullanıldı. Virüs seçeneğinin dünyada nasıl etkili olduğunu gördük. Yani bundan sonra da Derin Amerika birkaç virüsle dünyanın kontrolünü ele alabilir.”

 

7 Mayıs 2020 tarihli “Derin ev” başlıklı yazısında koronavirüsün tek yayılım merkezinin Wuhan olmadığını iddia etmiş:

“Çok büyük bir ekonomik kaos gerekiyordu. Virüs seçeneği önemliydi. Hazırdı ve sadece birkaç dakikalık operasyona bakıyordu. Öyle de oldu, Çin’in Wuhan kentinden başlayan virüs, dünyaya yayıldı. Aslında hepsi Wuhan’dan yayılmadı. Detayların çok da önemi yoktu. Sonuç önemliydi ve Amerika Birleşik Devletleri, planladığı sonuca doğru ilerliyordu. Derin yapılar içinde de anlaşmazlıklar olur.”

 

8 Mayıs 2020 tarihli “Eş-zaman” başlıklı yazısında koronavirüs planının % 70’nin tamamlandığını iddia etmiş:

“Dün de altını çizdiğimiz gibi CORONA’ya rağmen asıl savaş Amerika Birleşik Devletleri’nin içinde…”

 

“Coronavirüs planını hayal etmek, uygulamak ve başarmak büyük bir akıl gerektirir. Derin Amerika’nın da Coronavirüs’le çok önemli bir güç olduğunu anladık. Coronavirüs planı tamamlanmadı ama yüzde 70’i bitti gibi…”

 

Büyük bir sınav oldu tüm bu derlemeyi yapabilmek… Bakalım bizim derlerken gösterebildiğimiz sabrı siz okurken gösterebilecek misiniz?

 

* Tespiti için Ekşi Sözlük’ten ‘ye teşekkürlerimizle…

 

Yorumunuzu yazınız...