Kadınların Doğum Sırasında 57 Del Acı Hissettiği, Doğum Sancısının 20 Kemiğin Kırılmasıyla Eşdeğer Olduğu, Testislere Yenen Tekmenin 9000 Del Ölçüsünde ve 160 Doğuma Tekabûl Ettiği İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Bugün anneler günü.

Günün anlamı vesilesiyle annelerimizin bizleri dünyaya getirirken katlandığı tarifsiz zahmet ve acıya ilişkin anlamsız ve yanlış bir kıyası ele alacağız.

İnsan vücudunun 45 del birim acıya dayanıklı olduğu, bir annenin doğum sırasında 57 del acı hissettiği, bunun da 20 kemiğin kırılmasına eşdeğer olduğu, testislere yenilen tekmenin 9000 dellik acı vereceği iddia edilmektedir.

Bu iddiayı aktaran ve yaygın şekilde paylaşan metin şu şekilde:

“insanlar en fazla 45 del acıya katlanabilir. kadınlar doğum sırasında 57 del acı hisseder. bu da 20 kemiğin kırılmasıyla aynıdır.

annelerimizi sevelim, dünyadaki en güzel insan, en büyük karşıtımız, aynı zamanda da en büyük destekçimizdir.

taşaklara yenen bir tekme acı olarak 9000 del ile ölçülür, aynı zamanda 160 kez doğum yapmaya ve 3200 kemiğin kırılmasına bedeldir.

babalarınızı sevin, çünkü siz yaşayabilesiniz diye taşaklarını iyi korumuştur.”

 

doğum acısı testis tekme acısı

 

Bu iddiayı aktaran İngilizce görsellerin Türkçeleştirilerek “Biliyor muydunuz?” sorusuyla birlikte paylaşıldığına da şahit oluyoruz…

 

Testislere Yenen Tekmenin Doğum Sancısından Daha Fazla Acı Verici Olduğu İddiasını İçeren Görsel
Testislere Yenen Tekmenin Doğum Sancısından Daha Fazla Acı Verici Olduğu İddiasını İçeren Görsel

 

Doğum acısı ve testise tekme acısının İnsanın dayanma limitini aşabileceği iddiası zaten başlı başına mantıksız. Ancak biz yine de bu iddianın neden yanlış olduğunu detaylandıralım.

 

Doğum Acısı ile Testislere Tekmenin Yol Açacağı Acının Mukayesesi Mümkün Değil

Kadının doğum sırasında çektiği acı ile erkeklerin testislerine yediği tekmenin acıyı mukayese eden iddia gerçeği yansıtmıyor.

Testislere vurulmasının “9000 del acıya” neden olduğu ve çocuk doğumunun “57 del acıya” neden olduğu iddiası hiçbir bilimsel bilgiye dayanmamaktadır.

İki durumun yol açacağı acısı birbiriyle karşılaştırmak imkânsızdır. Hem testislerine tekme yiyen hem de doğum yapan bir kişinin deneyimlediği acıları mukayese etmesi de haliyle mümkün değil. Dolayısıyla testislere tekme ile doğum sancısından hangisinin daha acı verici olduğuna dair net bir cevap bulunmamaktadır.

Acı aslında subjektif bir olgu. Herkes acıyı farklı seviyede hisseder. Canı tatlı olarak nitelenen kişilerin deneyimlediği koşulların yol açtığı acı algısı ile BDSM’den hoşlanan kişilerin deneyimleyeceği acı algısı aynı olamaz. Ayrıca, kişilerin fizyolojileri, fiziksel özellikleri de hissedecekleri ağrı seviyesini farklılaştırabilir.

Doğum esnasında bebeğin büyüklüğü, içinde bulunduğu pozisyon, annenin acı eşiği, doğum sırasında vücudun salgıladığı ağrıyı azaltan hormonların etkisi gibi birçok farklı faktör nedeniyle tüm kadınlar aynı miktarda ağrı yaşamaz. Benzer bir durumun testislere tekme için de geçerli olduğu düşünülebilir.

AsapSCIENCE adlı Youtube kanalı, doğum sancısı ile testislere tekmenin aynı seviyede acı vereceği değerlendirmesinde bulunmuş.

 

 

AsapSCIENCE’in acının oluşumu ve ölçülmesi ile doğum ve testise tekme yemenin acısı hakkında aktardığı hususlar şöyle:

 

Vücudumuzda acıya tepki veren ve nosiseptörler denilen bir grup sinir hücresi vardır. Normal dokunmaya veya sıcaklığa hemen tepki vermek için hareketlenen diğer sinirlerden farklı olarak nosiseptörler sadece belli bir ağrı eşiği aşıldığında tepki verirler. Bu nosiseptörlerin bazıları omurilik ve beyne sinyaller gönderip hızla yanıt vererek keskin ve ani bir ağrı üretip hızlı tepki vermenizi sağlarken diğerleri daha yavaş iletim yapar ve uzun süreli belli belirsiz hissettiğiniz ağrılardan sorumludur.

Erkeklerde testisler vücut boşluğundan dışarı göç etmiş iç organlardır. Ve karaciğer gibi bazı iç organlar ağrı hissetmez, ama testisler gibi çok sayıda nosiseptörlerle kaplı olan diğerleri son derece duyarlı haldedir. Sonuçta onların iyi olması büyük önem taşımaktadır.

Ayrıca, testisler midedeki birçok sinirin yanı sıra doğrudan beynin kusma merkezine birleşik olan vagus sinirine de bağlıdır, ve bu yüzden onlara vurulduğunda ağrı, karın boyunca yayılır.

Testislerin en az korumaya sahip olması, sadece beraberinde gelen bulantı, artan kan basıncı, kalp hızı ve terleme belirtilerini güçlendirir.

Her ne kadar doğumda herhangi bir iç organa doğrudan darbe yoksa da, rahim bölgesinin mekanik gerilmesi de nosiseptörleri tetikler ve benzer türde içorgansal ağrıya neden olur.

Ayrıca, evrim boyunca kadın kalçası küçülürken, bebek kafalarının büyüdüğünü dikkate almak lazım. Ve doğum sancısının bulantı, yorgunluk ve ağrı karışımı ile birlikte ortalama 8 saat sürmesi de cabası. Üstüne üstlük, kas ve dokudaki gerilme doğum sancısı yoğunlaştıkça artarak keskin ve lokalize bir ağrı oluşturur.

Tamam, yani açıkça her ikisi de zarar veriyor ve beynin ağrı merkezlerine sinyaller gönderen bir sürü mekanik uyarıya sahipler.

Ama işin aldatıcı kısmı burada, çünkü ağrı sadece fiziksel bir tepki değil, kısmen algısal veya öznel bir deneyim.

Bu her bireyin ağrıyı biraz daha farklı şekilde algıladığı anlamına gelir. Ve sadece bireyler arasında değil, sizin ruhsal durumunuza, uyanıklığınıza veya eski ağrı deneyimlerinize bile bağlı olarak sizi farklı şekilde etkileyebilir.

Bu yüzden, daha önce de bahsettiğimiz “dol” sistemi de dahil olmak üzere, ağrıyı objektif olarak ölçmek için yapılan pek çok girişim başarısız oldu. İlginçtir ki, üst ekstrem engellilerinin yaklaşık %80’i “hayalet uzuv ağrısı” olarak bilinen bir fenomen deneyimlemişlerdir. Bu, artık orada olmayan bir uzuvda ağrı hissetmeleridir. Ve henüz bu ağrı mekanizması hakkında çok az şey çözülmüşken, oldukça açıktır ki bu tepkiyi tetikleyecek belirli bir girdi yok ve yine de çok gerçekçi bir ağrı hissetmektedirler Böyle bir ağrı uyarıcı olmadığı için, bu herkes için farklı bir deneyim olmaktadır.

Yalnız şu kadarını söyleyebiliriz ki, her iki doğum ve hayalara darbe alma örneği de çok fazla acıtabilir. Bu yüzden, bu deneyimlerin birbirinden tamamen farklı olduğu ve göz önünde bulundurulması gereken birçok değişken olduğu gerçeğini bir kenara bırakırsak, bu durumda “berabere” diyoruz. Bazı durumlarda, bir adam tam benzeri bir kadından daha fazla acı hissedebilir veya bunun tam tersi de olabilir. Temel fark, biri yeni doğmuş bir bebekle sonuçlanırken diğeri, muhtemelen bir bebeğe sahip olma şansının azalmasıyla sonuçlanacaktır.”

 

Del Şeklinde Bir Acı Birimi Yok

Del adı verilen bir ağrı birimi gerçekte mevcut değil.

Del biriminin, “dol” adlı acı biriminin isminin yanlış aktarılmış hâli olduğu düşünülebilir.

Dol, Latince ağrı kelimesinin karşılığı olan “dolor”dan türetilmiş Dolorimetre adı verilen acı ölçü sisteminin birimidir. Dolorimetre, Cornell Üniversitesinden James D. Hardy, Harold G. Wolff ve Helen Goodell adlı araştırmacılar tarafından 1940 yılında geliştirilmiştir. Ancak bu acı skalası, yaygın şekilde kullanılmamaktadır.

Dolorimetre, 1’den 10’a kadar skalaya sahiptir. Örneğin, 3. derece bir yanığın yol açacağı acının 10 doldur. Dolorimetrede 45 ya da 57 gibi bir ölçü yer almaz. Bu sayılar Dolorimetre’nin azami acı seviyesinin üzerindedir.

Bir insanın dayanabileceği azami acı ölçüsünün 11 dol olduğu belirtilmektedir. 45 dol, bir insanın tahammül edebileceği azami acı miktarının 4,3 katıdır.

 

acı birimi dol

 

Ağrının ya da acının tanımı ve ölçülmesi sanıldığı gibi mekanik bir süreçle mümkün değildir. Kronik ağrı düzeyi bilimsel bir test veya tarama ile değerlendirilemez.

Öte yandan, kişilerin yaşadığı acının seviyesi hakkında fikir edinmek adına doktorların acıyı 0’dan 10’a kadar dereceleyen acı ölçekleri kullandığı bilinmektedir. Yaşanan acıyı değerlendirmek adına şu şekilde ölçeklemeler de kullanılmaktadır:

  • 2-3 Hafif ağrı
  • 4-5 Rahatsız edici – orta derecede ağrı
  • 6-7 Rahatsız edici – şiddetli ağrı
  • 8-9 Yoğun – çok şiddetli ağrı
  • 10 Dayanılmaz ağrı

 

Bu iddianın doğruluk payının bulunmadığını daha önce Evrim Ağacı da aktarmıştı.

 

doğum sancı ağrısı testis tekme ağrısı
Görsel: AsapSCIENCE

 

Yazının başlangıcında aktarıldığı üzere, doğum sancısı ile testislere yenilen tekmenin mukayesesi anlamsız ve yanlıştır…

Anneler günü vesilesiyle yazıyı şöyle sonlandıralım:

“Dünya denilen bu kokuşmuş çöplükte her şeyden ŞÜPHE edebiliriz, bir annenin sevgisi hariç”

(James Joyce – A Portrait of the Artist as a Young Man)

 

Doğum Acısı ve Testislere Tekmenin Acısı Hakkında Yanlış Bilgi Paylaşan Yazarlar

 

dogum 57 del acı

 

6 Yorumlar

    • FakeNetflixX Reply

      Şimdi anlık olarak oraya gelen acı daha fazla kabul edelim devamlı olarak doğum sancısını anlarımda kimse neden KARDEŞİMİN DERİSİNİ YÜZÜP ÜSTÜNE HİDROJEN BOMBASI ATARAK ÜLKEYİ YOKETTİĞİMDE kardeşime olan acıyı hesap etmiyor?

  1. Benim kolum kesildi 40 dikiş atıldı ama ama hayalarima gelen top un verdiği acıyla kiyalsnamaz

    • Knk ne yalan atıyon bende tekme yedim en az 10 kere ama acısı öyle abartılı acı değil mesela kolum yandı,4,5 en az cm cam girdi,kırıldı ve onlar daha acı vericiydi

  2. Can Canatan Reply

    Serkan, istersen bi de anestezi ile deneyelim şu top gelme olayını…Adminden de böbrek taşı düşürme ve doğum kıyaslaması bekliyoruz, vakti müsait anlaşılan…aynı anda ikisini birden yaşayanlar da mevcut nasılsa, daha rahat olur, ya da biraz daha beklesin, teknoloji ve tıp ilerliyor translar da doğurmaya başlarsa yeni bir mukayese alanı açılır..

Yorumunuzu yazınız...