Koronavirüs Aşılarının Yan Etkilerinin Uzun Vadede Görüle(bile)ceği İddiası

 

Bu yazımızda “COVID-19 aşıları yeni olduğundan ötürü uzun vadede çıkacak yan etkilerin bilinemeyeceği, dolayısıyla uzun yıllar beklenmesi gerektiği” yönündeki iddiaları inceleyerek aşıların yan etkileri hakkında bilinenleri aktaracağız.

İddianın aşı karşıtları tarafından aşıların gündeme geldiği ilk zamanlardan bu yana sıkça dile getirildiğini görüyoruz:

“Aşı dediğiniz sıvıyı olduktan sonra bende görülebilecek herhangi bir yan etki sonucu sorumluluğu bizzat siz üstleniyor musunuz? 1 gün, 10 gün, 10 ay, 1 yıl ya da 5 yıl v.b. gibi uzun vadede de aşı sonrası başıma gelecek herhangi bir durumda sorumluluğu alacak mısınız?”

 

 

“Fark şu: öncelikle sürekli değişen bir virüsün aşısı olmaz. İkincisi, bir aşının bulunması 3-5 yıl sürer, 8 ayda bulunmaz. Üçüncüsü, mRNA aşıları ilk defa denedi ve 3-5 sene sonra ne yan etki göstereceği bilinmiyor. Ondan sorumluluk almıyorlar.”

 

 

“Yan etkilerin gözlenmesi için uzun zamana ihtiyaç olduğu” iddiasının, sıklıkla “mRNA aşılarının yeni bir teknoloji olduğu iddiası” ile beraber öne sürüldüğünü görmekteyiz. mRNA aşısının daha önce hiç kullanılmamış bir teknoloji olduğu iddiasını incelediğimiz yazımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Asıl iddiamıza dönecek olursak, öne sürülenin aksine bir aşının yan etkilerini gözlemek için çok uzun zamana ihtiyaç yoktur. Herhangi bir aşının tüm yan etkileri, iki ay içerisinde ortaya çıkmaktadır. Bu, bağışıklık bilimi (immünoloji) ve aşı bilimi (vaksinoloji) alanlarındaki en temel bilgilerdendir.

Çeşitli ilaçların uzun süreli kullanımları, vücutta farklı maddelerin birikmesi gibi durumlar nedeni ile bazı olası uzun vadeli yan etkilere yol açabilmektedir. Ancak böylesi bir durumun aşılarda gözlenmesi, biyolojik olarak mümkün değildir. Çünkü aşılar vücutta antikor oluşturma işlevini gördükten sonra içeriği vücutta yok olacak şekilde tasarlanmakta ve yalnızca bir ya da birkaç doz olarak kullanılmaktadır.

Örneğin mRNA aşılarında yer alan mRNA zinciri, vücuda spike proteinini ürettirme işlevini gerçekleştirdikten sonra yıkılmaya başlanmakta ve en geç birkaç gün içerisinde de yok edilmiş olmaktadır.

Yan etkilerin çok çabuk ortaya çıktığının çok yakın tarihteki bir örneği, Johnson & Johnson’ın ürettiği COVID-19 aşılarıdır. Johnson & Johnson aşısının nadir olarak (uygulanan 1 milyon dozda 3 vaka) kanda birtakım pıhtılaşma sorunlarına yol açabildiği, aşılama yapıldıktan iki hafta içerisinde ortaya çıkmıştı.

Pek çok bilimsel otorite, aşı karşıtları tarafından sık sık öne sürülen bu iddiaya dair açıklamalar yapmıştı. Bunlardan bazılarını şu şekilde aktarabiliriz:

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), resmî internet sitesinde yaptığı bir açıklamada, aşının uzun vadeli yan etkilerinin oluşmasının imkânsız olduğunu, tarih boyunca uygulanan tüm aşılarda altı hafta içinde tüm yan etkilerin ortaya çıktığını ve uygulanan milyonlarca doz COVID-19 aşısının sonucunda herhangi bir uzun vadeli yan etki gözlenmediğini belirtmiştir.

İmmünoloji uzmanı Prof. Dr. Derya Unutmaz, kişisel sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda, bugüne kadar tüm aşıların yan etkilerinin iki ay içerisinde ortaya çıktığını ve uzun vadede aşı yan etkisi oluşan tek bir vaka bulunmadığını söylemiştir.

“Bugüne kadar tüm aşıların yan etkileri, aşıdan sonra, 2 ay içinde çıkmıştır. Dünya tarihinde yapılan tüm aşılarda, uzun vadede, yani 1-2-10 yıl sonra oluşan tek bir vaka olmamıştır! Bu korona aşıları için de aynı, çünkü uzun vade yan etki için bir biyolojik mekanizma yoktur! Net!”

 

 

Alabama Üniversitesi Aşı Araştırma Kliniği’nden Dr. Paul Goepfert, yan etkilerin aşı ilk uygulandığında görülenlerden ibaret olduğunu ve iki ay içerisinde tüm yan etkilerin ortaya çıkacağını açıklamıştır.

Özetle, Covid-19 aşıları yeni geliştirildiği için uzun yıllar boyu etkilerinin gözlemlenmesi gerektiği yönündeki iddia gerçeği yansıtmamaktadır. Bir aşının tüm yan etkileri en geç iki ay içerisinde ortaya çıkmaktadır ve bu süreden daha sonra oluşacak ya da uzun vadeli olarak addedilebilecek herhangi bir yan etkinin görülmesi, biyolojik olarak mümkün değil.

 

Yorumunuzu yazınız...