COVID-19 Aşısının İlk Dozunu Olduktan Sonra Hastalığa Yakalananlar Olduğu Gözlemlense de, Bu Durum Aşıların İşlevsiz Olduğu Anlamına Gelmiyor

 

Geçmiş günlerde COVID-19 aşısının ilk dozunu olduğu hâlde hastalığa yakalananlar olduğu için aşıların işlevsiz olduğu iddia edilmişti.

Bu yazımızda bu iddiaları irdeleyerek aşıların niçin iki doz halinde yapıldığını ve ikinci dozun önemini izah etmeye çalışacağız.

 

 

Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Muhammet Ali Oruç’un COVID-19 aşısının ilk dozunu olduktan 25 gün sonra COVID-19’a yakalanması ile benzer iddiaların tekrar gündeme geldiğini görmüştük:

 

 

COVID-19 aşısının ilk dozunu olduktan sonra hastalığa yakalananlar olduğu doğruysa da bu, aşıların işlevsiz olduğu anlamına gelmez. Aşıların ilk dozunun ardından değil; ikinci dozlarının uygulanmasından bir süre sonra vücudun bağışıklık geliştireceği, yapılan çalışmalar sonucu ortaya konulmuş ve uzmanlar tarafından açıklanmıştı.

Aşıların iki doz halinde uygulanmasının nedeni, kısaca daha güçlü antikor ve immün yanıt oluşturmasını sağlamak olarak açıklanabilir. Örneğin Pfizer-BioNTech aşısının ilk dozu, kişinin semptomatik enfeksiyon geçirme riskini %50, Moderna aşısının ilk dozu ise %80 azaltmaktadır; ancak bu aşıların her ikisinde de ikinci dozlar ile birlikte bu oran %95 seviyelerine çıkmaktadır.

Aşının ilk dozu, B lenfositleri adı verilen hücreleri aktive eder; ancak bu hücrelerin sayısı bir süre sonra düşüşe geçer ve tek başlarına uzun süreli bir koruma oluşmasını da sağlayamazlar. İkinci dozun uygulanması ile birlikte, çoğunluğu bu dozdan sonra ortaya çıkan T lenfositleri aktif hâle gelir ve daha uzun süreli hafıza oluşturabilirler. İkinci doz, T lenfositlerin yanı sıra B lenfositlerin de sayılarını artırarak daha yüksek sayıda ve kalitede antikor oluşmasını sağlar.

Özetle, ilk doz, vücudun koronavirüse karşı bir immün yanıt oluşturmasına yardımcı olurken; ikinci doz, bağışıklık sistemini takviye ederek uzun dönem koruma oluşturur.

İki doz arasındaki süre ise aşıdan aşıya değişmektedir. Moderna ve AstraZeneca aşılarında bu süre 28’er gün iken, Pfizer-BioNTech aşısında 21 gün olarak belirlenmiştir. Ülkemizde de hâlihazırda uygulanmakta olan SinoVac aşısı için ise iki doz arasındaki süre 28 gün olacak şekilde belirlenmiştir.

Aşıların birden fazla doz şeklinde uygulanması da yeni bir yöntem değildir. MMR (kızamık, kabakulak ve kızamıkçık), varisella (su çiçeği), zona, hepatit A ve hepatit B gibi bazı aşılar bu şekilde uygulanmaktadır.

Ayrıca, iki doz aşıyı olduktan sonra bile kişilerin koronavirüs testi pozitif çıkabilir; bazı bireyler, kimi semptomları gösterebilir. Bu, aşıların işlevsiz olduğunu ya da bizleri korumadığına işaret etmez. Aşıların işlevi, koronavirüsün vücuda girmesini engellemek değil; vücuda girdiğinde ağır hastalığa yol açmasını önlemektir. Dolayısıyla aşı olmuş bir bireye koronavirüs testi yapıldığı takdirde pozitif çıkabilir; ancak bu kişi aşılandığı için, vücudunda virüs olmasına rağmen hastalığı çok yüksek ihtimalle belirtisiz ya da hafif bir şekilde atlatacaktır.

 

Yorumunuzu yazınız...