“Türkiye Türklere Bırakılmayacak Kadar Önemlidir” Sözünün Sahibi Kim?

Oldukça rahatsız edici ve özellikle son dönemde ülkemizin başına gelenlerden sonra daha da anlam kazanan bir vecize…

Bu söz karşısında irkilen nice vatandaş, bu sözün Türk vatanı üzerinde emelleri bulunan küresel güçlerin temsilcileri ya da bu küresel güç odaklarının Türkiye’deki ağızları tarafından dile getirildiğini düşünmekte ve iddia etmekte.

Diğer birçok vecizede olduğu gibi ilk söyleyen kişinin kim olduğu konusunda köşe yazarlarının ve halkın kafası karışık ve doğrular yine saptırılmış vaziyette.

 Bu sözün müellifi hakkında teoriler 4 kişi ve 1 kavrama odaklanmakta:

  1. Madeline Albright
  2. William Ewart Gladstone
  3. Mehmet Ali Birand
  4. Cüneyt Ülsever
  5. Kahrolsun bağzı dış güçler

Anonim olduğu sanılan bu sözün gerçek sahibinin mezkur şahıslardan hangisi olduğunu aktaralım:

İnternet kaynakları tarandığında sözün sahibine ilişkin en yaygın iddianın, okları Mehmet Ali Birand’a çevirdiğini görüyoruz. Mehmet Ali Birand’ın Posta Gazetesi’nin 13 Ocak 2000 tarihinde yayınlanan bir köşe yazısında, Viyana’da katıldığı bir konferanstan gözlemlerini aktarırken bu sözü paylaştığı iddia edilmekte. Ancak, her ne kadar Posta gazetesinin çevrimiçi arşivi olmadığı için ilgili yazıyı inceleme fırsatımız olmasa da, bu yazıya ilişkin herhangi bir somut kanıtın olmaması, atıf yapılan metnin sadece birkaç kişi tarafından dile getiriliyor olması ve birazdan aktarılacağı üzere Cüneyt Ülsever’in konuya ilişkin açıklaması nedeniyle Mehmet Ali Birand’ın bu sözün ilk sahibi olamayacağını değerlendiriyoruz.

Yenişafak Gazetesi’nden Hasan Öztürk’ün 15 Mayıs 2016 tarihli “‘Türkiye sadece Türklere bırakılamayacak kadar önemli bir ülkedir’” başlıklı yazısında bu iddia şu şekilde aktarılmış:

"Mehmet Ali Birand 13 Ocak 2000 tarihinde Posta gazetesinde bir yazı kaleme almıştı. Yazısında Viyana'da katıldığı Türkiye konulu uluslararası bir konferanstan söz etmişti. Ve şunları söylemişti: “Türkiye'siz Balkanlar rahat nefes alamaz. Ankara ile belirli bir uzlaşıya varmadan, Irak-İran-Suriye üçgeninde barış kurulamaz. Ege ve Akdeniz, Türkiye'nin net katkısı sağlanmadan sükûnete kavuşamaz. İşte bunlardan dolayı da, bize her kafamıza eseni artık yaptırmayacaklar. Avrupa Birliği, Uluslararası Para Fonu kuralları ortaya koyacak. Bizler de bu kurallar çerçevesinde oynayacağız. Bir konuşmacının dediği gibi, 'Türkiye, sadece Türklere bırakılmayacak kadar önemli ve değerli bir ülke' durumuna girdi.”"

Bu iddiayı OdaTV de ortaya atanlardan olmuştu:

"(("Türkiye, yönetimi Türklere bırakılamayacak kadar değerli bir ülkedir")) diye seneler öncesi dahiyane(!) bir tespitte bulunan M. Ali Birand`ın, bölücülüğe ve işbirlikçilere hizmet ettiği ve açıkça vatana ihanet ettiği, 23.06.2011 tarihli, ODATV`de yayınlanan yazısında da tüm çıplaklığı ile görülüyor!.."

Bu sözün sahibinin ABD Dışişleri eski Sekreteri Madeline Albright olduğu iddiası, Bayan Albright’ın profili nedeniyle ilgi çeken iddialardan. Ancak, yine şehir efsanelerinde genel olarak gözlemlendiği üzere bu hususu teyit edecek herhangi bir haber ya da belge bulunmamaktadır.

Vahdet Gazetesi’nden Seyfi Şahin, 14 Ağustos 2016 tarihli “Alparslan Türkeş ve Fethullah Gülen” başlıklı yazısında sözü çarpıtarak Bakan Albright’a atfetme hatasına düşmüş:

"ABD eski Dışişleri Bakanı Albrigth dedi ki; “Türkiye, Türklere verilemeyecek kadar büyük bir ülkedir.”"

Seyfi Şahin aynı iddiaya Ortadoğu Gazetesi’nde 2 Kasım 2010 tarihinde yayınlanan “Kürt Kardeşlerimize” başlıklı yazısında da yer vermiş:

"ABD eski dış işleri bakanı ALBRİGHT öyle diyor "Türkiye, Türklere bırakılmayacak kadar büyük bir ülkedir." O halde bizi bölüp parçalamak istiyor. Onlar için Müslüman kanı dökülmüş o kadar önemli değil… Onlar sömürmeye devam ediyorlar."

Yine Seyfi Şahin’in Ortadoğu Gazetesi’nde yayınlanan “Albright ne dedi” başlıklı 26 Ekim 2010 tarihli yazısından:

"Madeleine Albright, 1937 yılında Çekoslovakya'nın başkenti Prag'da doğmuş bir Yahudi politikacıdır. İkinci dünya savaşından sonra diplomat olan babası ile beraber Amerika'ya göçmüştür. ABD'nin BM temsilciliğini yapmış ve Başkan Bill Clinton zamanında da dışişleri bakanı olmuş birisidir. Şimdi birçok ABD üniversitesinde ders vermektedir. Bazı düşünce kuruluşlarının yöneticisidir. Dünya Yahudi lobisinin ileri gelenlerindendir. Dünyada Yahudi çıkarlarını koruyan önemli merkezlere öncülük eder. Dünya siyasetini iyi bilen çok ferasetli bir kadındır. Türkler hakkında çok olumsuz sözleri vardır. Mesela "Türkiye, Türklere verilemeyecek kadar büyük bir ülkedir" sözü ona aittir."

Aynı şekilde, bu söz İngiltere eski Başbakanı William Ewart Gladstone’a atfedilmiş vaziyette. İnternet kaynaklarında bu atfı yapan tek kişinin Türkiye Gazetesi yazarı Necati Özfatura olduğunu görüyoruz. Necati Bey’in tek başına bayraktarlığını yaptığı bu iddia da mesnetsizliği ve desteksizliği nedeniyle zayıf görünüyor.

Necati Özfatura’nın Türkiye Gazetesi’nde 2 Nisan 2015 tarihinde yayınlanan “Çanakkale Zaferinin Detayları” başlıklı yazısından:

"O günlerde The Times gazetesi "Hazırlanın, 1453'ün intikamını almaya gidiyoruz" şeklinde manşet atmıştır. Hatta o dönemin İngiltere başbakanı (Yahudi asıllı) Goldstone "Türkiye, Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir" demiştir."

Bu sözün bir benzeri Henry Kissinger tarafından Şili’de askeri darbe ile Pinochet diktatörlüğünü başlatan süreçteki ABD’nin etkisi hakkında sarf edilmişti. Darbedeki ABD’nin rolü hakkında kendisine soru yöneltildiğinde Kissinger, “Ülkesinin insanlarının sorumsuzluğu yüzünden bir ülkenin komünist olmasına seyirci kalamayız. Meseleler, Şilili seçmenlerin kararına bırakılamayacak kadar önemlidir.” (“I don’t see why we need to stand by and watch a country go communist due to the irresponsibility of its people. The issues are much too important for the Chilean voters to be left to decide for themselves.”) demişti. “Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar önemlidir” sözü belki de bu vecizeden hareketle türedildi; ancak, bu konuda elimizde herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.

Gelelim en kuvvetli iddiaya. Daha doğrusu işin aslına.

Cüneyt Ülsever, kendisine yöneltilen iddialar karşısında daha fazla dayanamayarak, Hürriyet Gazetesi’nde 20 Mart 2002 tarihinde yayınlanan “Türkiye’de ne sağ var, ne de sol” başlıklı köşesinde “Türkiye, Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir” sözünü Batı dünyasının ülkemize yönelik bakış açısını aktarmak için kullandığını söylemiştir.

AÇIKLAMA: En son taşeronluğunu yüklendiği görev sinekten yağ çıkararak vatan hainlerini tespit etmek olan tetikçi, benim bir TV programında sarf ettiğim, ‘‘Türkiye, Türklere bırakılmayacak kadar önemli bir ülkedir’’ sözümü cımbızla bütününden ayıklamış ve beni de vatan hainleri safhına katmış. Onun bu tavrı eşyanın tabiatına uygun olduğu için önemli değil. Ancak, yanından kovulana kadar Apo'nun peşinde giden, şimdi de Müslüman kasabı Miloseviç ile karşılıklı hayranlık mektupları değiş tokuş eden bu yeni milliyetçinin peşine ülkücü arkadaşlar düşünce bu açıklama gerekli hale geldi.

Bütünü içinde o cümle Batı'nın bize bakış açısını anlatan bir konuşmanın sadece bir parçasıdır. Cümle onların ağzını yansıtmaktadır.

Konuşmanın bütününü görmek isteyenler Habertürk'ten kaset kayıtlarını (Avrupa Kulübü Programı-12.03.2002) isteyebilirler.

İlgililere duyurulur!

Yani Cüneyt Ülsever, sözü yansıtıldığı şekilde kötü maksatlı kullanmadığını, bilakis Batının bakış açısını tanımlamak için kullandığını 2002 yılında belirterek (ayağı sağlam basmayan) diğer iddiaların hepsini boşa çıkarmaktadır.

Bir de, bu sözü başkasına atfetmeden kendininmiş gibi kullananlar var.

(Mehmet Ali Birand’ı, Cüneyt Ülsever’i ve Madeline Albright’ı bu sözü söylediği iddiasıyla linç etme girişiminde bulunanlara adres göstermek gibi olmasın ama) Ergün Diler bu kişilerden biri.

Takvim Gazetesi’nden 18 Aralık 2013 tarihli “Kumpas” başlıklı yazısından gelsin:

""Türkiye kendi haline bırakılmayacak kadar önemli ve değerli bir ülkedir" diye çok yazdım! "Türkiye Türkler'indir" dense de ne yazık ki hiç olmamıştı! Ne kadar gözyaşı ve kan akıtsak da ülke sadece kağıt üzerinde bizimdi! Bunu bilmedik!.."

 

7 Yorumlar

  1. Arada 120 sene var Ne Mehmet Ali Birandi. 1900 1920 arasinda söylendi.

    • malumatfurus Reply

      Barbaros Bey, var mı bu konudaki iddianızı kanıtlayacak paylaşabileceğiniz bir belge?

  2. Salih tuna kısmı yanlış olmuş. Zira o da ülseverin olduğunu söylemiş. Yazıya tekrar bakarmısınız

    • malumatfurus Reply

      Evet Niyazi Bey haklısınız. Salih Tuna kısmı yazıdan çıkarıldı.

Yorumunuzu yazınız...