Metin Münir, Milliyet Gazetesindeki “Sporda küçük düşünmek” başlıklı 19 Ekim 2011 tarihli yazısını olimpiyat performansımıza değinirken skandal hatalara gark etmişti:

"Tesis yoksa şampiyonlar da yoktur. İlk katıldığımız 1908 olimpiyatlarından bu yana sadece 74 madalya kazandık. Bunların altmışa yakını güreştendir. Güreş ayrıca 33 altın madalyanın 27’sini getirdi. Diğer altısını da halterden Naim Süleymanoğlu. O da, hatırlayacaksınız, Türkiye’de değil Bulgaristan’da yetişti."

Hangi bir hatayı yazsak ki…

Öncelikle, Türkiye olimpiyatlarda 2011 yılı Ekim ayı itibarıyla 74 değil 82 madalya kazanmıştı.

İkincisi, Türkiye, 2011 yılı Ekim ayına kadar 33 değil 37 altın madalya kazanmıştı.

Üçüncüsü;  Bu altın madalyaların 27 tanesi değil 28 tanesi güreşçilere aitti.

Dördüncüsü;  Türkiye halterden 6 değil 8 altın madalya kazanmıştı.

Beşincisi;  Türkiye’nin halterdeki bütün olimpiyat altın madalyaları Naim Süleymanoğlu’na ait değildir. Süleymanoğlu üç altın madalya (1988,1992,1996) kazanırken, üç altın madalya kazanan bir başka sporcumuz da Halil Mutlu’dur (1996,2000, 2004). Ayrıca Taner Sağır (2004) ve Nurcan Taylan (2004)da birer altın madalya kazanmışlardı.

Altıncısı; Türkiye olimpiyatlarda elde ettiği altın madalyaları sadece güreş ve halter branşlarında kazanmamıştı. Hüseyin Özkan (2000) Sydney olimpiyatlarında, judoda Türkiye’ye bir altın madalya kazandırmıştı.

Yedincisi; sadece Wikipedia’ya bakarak yazı yazmak tehlikelidir. Metin Münir’in kopyalayıp yazına yapıştırdığı  Wikipedia’daki “Olimpiyat Oyunları’nda Türkiye” maddesi yanlış ve eksik bilgiler içermekteydi.

Son olarak, Metin Münir’in Wikipedia’dan alıntı yapmasını eleştiriyoruz ama bu konuda referans olarak ilk bakılacak yerlerden biri olan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin internet sitesinin de durumunun pek parlak olmadığını eklemeliyiz. TMOK’un sitesinde 1976 Montreal Olimpiyatları’nda Türkiye’nin bir gümüş madalya kazandığı yazmaktadır. Oysaki, Türkiye, Montreal’de hiç bir branşta madalya kazanamamıştır.

 

Olimpiyatları konu edinmişken Melih Aşık’ın bir hatasını da aktarmış olalım…

Melih Aşık, Milliyet Gazetesindeki 18.08.2015 tarihli “Anayasa Krizi” başlıklı köşe yazısında Aslı Çakır Alptekin’in madalyasının alınması hususuna değinmiş.

Melih Aşık, “Londra olimpiyatlarında 1500 metrede birinci olan Aslı Çakır Alptekin’in altın madalyası Uluslararası Atletizm Federasyonu (IAAF) tarafından geri alındı.” demiş. Ancak, IAAF tarafından bir başvuru yapılmış olup, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi (CAS) madalyaların alınmasını hükmetmiştir. IAAF’nin kendisi tarafından verilmeyen bir madalyayı da geri alması zaten abes bir durum olurdu.

 

Yorumunuzu yazınız...