Özellikle Bayram Günleri Paylaşılan “Her Gün Bayram” Başlıklı Yazının Can Yücel’e Ait Olduğu İddiası Doğru Değil, Metin Can Dündar’a Aittir

Yanlış İddia

 

Can Yücel’in ve Can Dündar’ın kaleme aldığı metinler, dizeler, satırlar başkalarına mal edilir sanal ortamda sıklıkla. Bazen de, isimleri aynı soyadları farklı bu iki yazar birbiriyle karıştırılır.

Zaten bu memleketin insanının kafası Mevlana’ya atfedilen vezicelerden ve Can Yücel’e atfedilen şiirlerden bulanık.

Bu durumun bir örneği, Can Dündar’ın Milliyet Gazetesi’nde 10 Ocak 2006 günü yayınlanan “Her gün bayram” başlıklı yazısında görülüyor. Bayram odaklı söz konusu yazı şu şekilde:

Zamanla anlıyor insan: 3-4 güne sıkışmış bir tatilden öte bir şey bayram...
Hayata rasgele serpiştirilmiş ilahi ikramlar, kıymet bilen kullara her daim bayram yaşatır.
***
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan... 
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık...
Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.
Bayramdır, elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp "Çok şükür bugünü de gördük" diyebilmek...
Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.
Küsken barışmak, ayrıyken kavuşmak, suskunken konuşmak bayramdır.
***
Bir kitabı bitirmek, bir binayı bitirmek, bir okulu bitirmek, kâbuslu bir rüyayı, kodeste ağır cezayı bitirmek bayramdır.
Yoğun bakımda sancılı geceyi ya da kangren olmuş bir ilişkiyi bitirmek de öyle...
Vuslat da bayramdır öte yandan...
Endişe içinde beklediğinden mektup almak, telefonda ansızın sesini duymak, deli gibi burnunda tütenin boynuna sarılmak bayramdır.
En acıktığın anda dumanı tüten bir somunun köşesini bölmek, korktuğunda güvendiğine sarılabilmek, dara düştüğünde dost kapısını çalabilmek bayramdır.
Bir sürpriz paketinden çıkan hediye, tatlı bir şekerlemede üstüne serilen battaniye, saçlarını müşfik bir sevgiyle okşayan anne bayramdır.
"Ona güvenmiştim, yanılmamışım" sözü bayramdır.
Hiç aldatmamış, aldanmamış olmak bayram...
***
Yeni bir sözcük öğrenmek, bir tünelin sonuna gelmek, müzmin bir işin kapısını çarpıp uzun bir yola çıkıvermek bayramdır.
Zorluklara tek başına göğüs gerebilmek, gereğinde haksızlığın üstüne yalın kılıç yürüyebilmek bayramdır.
Yeni eve asılan basma perdeler, alın teriyle kazanılmış ilk rızkın konduğu çerçeveler, yüklü bir borcun son taksiti ödenirken sıkılan eller bayramdır.
Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi, nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır. 
Sonrasında gelen ilk diş bayramdır, ilk söz bayram, ilk adım, ilk yazı, ilk karne bayram...
Güne gülümseyerek başlamak bayramdır. 
"İyi ki yanımdasın" bayram, "Her şeyi sana borçluyum" bayram, "Hiç pişman değilim" bayram...
***
Evlatların mürüvvetini görebilmek, eve dolu bir torbayla gidebilmek, konu komşuyla yarenlik edebilmek, akşamları eskimeyen bir keyifle çay demleyebilmek bayramdır.
Zamanı donduran eski fotoğraflara nedametsiz bakabilmek, altı çizilmiş eski kitapları aynı inançla okuyabilmek, yol arkadaşlarının yüzüne utanmadan bakabilmek bayramdır. 
Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram...
***
Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.
Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler. 
Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır. 
Her gününüz bayram olsun!

 

Can Yücel Can Dündar
Can Dündar – Can Yücel

 

Can Dündar, kaleme aldığı yazının Can Yücel’e atfedilmesi karşısında Milliyet Gazetesi’nde 8 Kasım 2011 tarihinde yayınlanan “Deli” başlıklı yazısında şu satırlara yer vermişti:

Altı yıl kadar önce, 10 Ocak 2006’da bu sütunda yazdığım “Her gün Bayram” başlıklı yazı,
(http://www.candundar.com.tr/_v3/#!/arama/Hergün_bayram/#Did=2671) Önceki gün  Cumhuriyet’te Zeynep Oral’ın  köşesinde dün de  Aydınlık’ın 1. sayfasındaydı:
Üzerinde Can Yücel fotoğrafı, “Ne güzel söylemiş şair” başlığı ve altında Can Yücel imzasıyla...
İnsan, yazısının böyle bir ustanın şiiriyle karıştırılmasından onur duyuyor tabii... Ama İnternet’te bu karıştırma artık Can sıkıcı boyutlara vardı. Küçük bir araştırmayla düzeltilebilecek hata, Aydınlık’ta çeyrek sayfaya yayılınca düzeltmek ve orijinalini basmak farz oldu.
Adaşım Can Baba’ya saygılarla o eski bayram yazımı sunuyorum:

Can Dundar her gun bayram yazisi

 

Can Yücel – Can Dündar Ayrımına Varamayıp “Her Gün Bayram” Başlıklı Yazıyı Can Yücel’e Atfeden Köşe Yazarları

Bir bayram daha geçmesin ki bir köşe yazarı Can Dündar’ın bayram konulu metninin Can Yücel’e ait bir şiir olduğunu sanmasın.

Zeynep Oral’ın yukarıda Can Dündar’ın bahsettiği hataya ilişkin yazı Cumhuriyet Gazetesi’nde “Yetmez Ama Bu Bayram İdare Ediverin…” başlığıyla 6 Kasım 2011 tarihinde yayınlanmıştı:

Mektubunda “Can ustanın dizeleriyle canımızı dinlendirelim, yahut diriltelim” dedikten sonra Can Yücel’in “Bayramdır” şiirini paylaşıyordu.
Bundan güzel bayram kutlaması olamaz. İşte o dizeler:
... Can Dündar'ın metni...

Zeynep Hanım’ın hatasını kabul ettiği 10 Kasım 2011 tarihli “Bayramlık” başlıklı yazıdaki ilgili kısım da şu şekilde:

Geçen pazar, bayramın birinci gününde bu köşede yayımlanan “Yetmez ama bu bayram idare ediverin…” başlıklı yazımda korkunç bir hata yaptım.

Tam yazımı bitirmek üzereyken bir yazar arkadaşımdan bir elektronik posta aldım. İçinde harika bir bayram kutlaması vardı ve Can Yücel’e ait olduğunu söylüyordu. O kadar hoşuma gitti ki, ben de tuttum yazımın sonunda onu sizlerle paylaştım.

Hiç araştırmadan paylaştım… Bir zahmet masa başından kalkıp kütüphanemde yer alan Can Yücel’in tüm kitaplarına bakmadan… Nasıl olur da ben bunu şimdiye dek okumadım diye kendimi sorgulamadan… Bu üslup, bu tarz, bu söyleyiş biçimi, bu sözcükler Can Yücel’in şiiriyle örtüşüyor mu diye düşünmeden… Bugüne dek Can Yücel’in şiirini tekrar tekrar okuduğum halde bunu hiç duymadımsa, hiç okumadımsa “acaba mı” demeden; “bir bilene sorsam mı” demeden…

O satırların Can Yücel’e değil de Can Dündar’a ait olduğunu, 2006 yılında yazdığı bir yazısı olduğunu öğrendiğimde… Elbet kendime çok kızdım, çok öfkelendim, çok üzüldüm ama bunlar, yaptığım yanlışı ortadan kaldırmıyordu. İlk iş Can Dündar’dan özür diledim.

Özür yaptığım yanlışı gidermez ama şimdi sizlerin huzurunda yeniden hem Can Dündar’dan, hem Can Yücel’den ve ailesinden, hem de siz okurlardan özür diliyorum. Bu konuda beni uyaran okurumBora Sarı’ya da teşekkürler…

Posta Gazetesi yazarlarından Erkut Can, 27 Eylül 2015 tarihli “Bayramlık…” başlıklı yazısında “Can Yücel’in bayramı” başlığıyla Can Dündar’ın metnini paylaşmış:

Can Yücel’in bayramı
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz kalınca anlar insan... Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir; sevmeninkini yalnızlık... Sızlamayan her organ, hele de burun deliği bayramdır. Bayramdır elden ayaktan düşmemek, zihinden önce bedeni kaybetmemek, kurda kuşa yem olmayıp, “çok şükür bugünü de gördük” diyebilmek... Sevdiklerinle geçen her gün bayramdır.

Ümit Aktan, Habertürk Gazetesi’nde 19 Temmuz 2015 tarihinde yayınlanan “Yaşamak bayramdır…” başlıklı yazısında, Can Yücel’in nesirini şiire çevirip Can Yücel’e atfetmiş:

Bu bayramı ‘nerde o eski bayramlar’ duygusuna yenilmeden Can Yücel’den kutlamak isterim.. İşte Yücel’in ‘Yaşamak Bayramdır’ adlı şiiri:

Vahdet Gazetesi yazarlarından İlhan Eranıl’ın, 19 Temmuz 2015 tarihli “Her gününüz bayram olsun!” başlıklı yazısından:

Can Yücel’e ait yukarıdaki şiir duygu ve düşüncelerime tercüman oldu ama yine de bana ait olanları da sizlerle paylaşmadan geçemeyeceğim.

Yeni Meram Gazetesi’nden Rıdvan Bülbül’ün 20 Temmuz 2015 tarihli “Nefes almak bayramdır mesela” başlıklı yazısından:

Bayram için çeşitli tanımlar vardır. Bunlardan çoğunu “eskimiş” olarak değerlendirenler de vardır ve belki de doğrudur. Ancak, bireysel kanım o ki, Can Yücel’in tanımlama içerikli şiiri her zaman tazeliğini koruyacak;
...Can Dündar'ın metni...

Nazlı Ilıcak ise Sabah Gazetesi’nde yayınlanan 8 Ağustos 2013 tarihli “Her gününüz bayram olsun” başlıklı yazısında iddialı bir giriş yapıp, birçoğumuzun bildiği “Can Yücel”e ait (!) şiiri okuyucularıyla paylaşma gafletine düşmüş:

Belki bir çoğunuzun bildiği Can Yücel'e ait güzel bir şiiri sizlerle paylaşmak istiyorum. Bayramı o kadar güzel anlatıyor ki:
... Can Dündar'ın metni...

Nazlı Ilıcak, 5 Temmuz 2016 günü Özgür Düşünce’de yayınlanan ‘Al vatandaşlığı ver oyu’ başlıklı köşe yazısında bu hatasını tekrarlamıştı.

Yalçın Bayer, Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan “Bayram” başlıklı 5 Kasım 2011 tarihli yazısında, Can Dündar’ın metnini Can Dündar’a ait gösterip, bir de üzerinden mesaj kaygısı gütmüş:

(Can Yücel’in yukarıdaki ‘bayram’la ilgili yazısını gönderen Nazan Moroğlu “Bunu okurlarınızla paylaşır mısınız?” dedi ve ekledi: “Can Yücel, 2011 yılında 29 Ekim törenlerinin Başbakanlık genelgesiyle iptal edildiğini görseydi, herhalde yukarıdaki yazısını “29 Ekim’leri Atatürk ilke ve devrimlerini anarak kutlayabilmek, bayramdır’ diye bitirirdi değil mi?”)

Mustafa Mutlu da Vatan Gazetesi’nde 6 Kasım 2011 günü yayınlanan “Nefes almak da bayramdır mesela” başlıklı yazısında aynı hataya düşmüş:

Bugün bayram... Değişen ne peki? Ya da dün neden bayram yapmadık, en azından hâlâ hayatta olduğumuz için? Derin konular bunlar ve üzerinde bugüne kadar çok düşünüldü, yazıldı çizildi... Ama hiçbiri Can Yücel’in aşağıdaki satırları kadar beni etkilemedi: Madem bugün bayram, o satırları sizinle paylaşmanın tam zamanıdır:
... Can Dündar'ın metni...

Ayşegül Domaniç Yelçe, Hürriyet Gazetesi’nde 6 Kasım 2011 günü yayınlanan “Her gününüz bayram olsun..!” başlıklı yazısında, Nazlı Hanım gibi hepimizin bu bayram yazısının Can Yücel’e ait olduğunu (!) bildiğimizi tekrar gözler önüne sermiş (!):

Umutlu ve coşkulu bir bayram yazısı yazamadım belki, bugün. Ama yazımı karamsarlık içinde sonlandırmak da istemiyorum. O yüzden, usta şair Can Yücel’in, çoğunuzun zaten bildiğinizi düşündüğüm, “Bayram” adlı şiiri ile koyuyorum son noktamı.

Melih Aşık 2010 yılında Milliyet Gazetesi’nde kaleme aldığı “Çok Yaşa Kıbrıs” başlıklı yazısında aynı hatayı yapıp, Can Dündar’a ait metni Can Yücel’e atfetmişti.

Berna Laçin, Vatan Gazetesi’nde 11 Eylül 2016 günü yayınlanan “Bayram gelir hoş gelir” başlıklı yazısında bu hataya düşenlerden olmuştu:

Evde yalnızlığı noktalayan insan nefesi, akşam kapıda

karşılayan yavuklu busesi, sevdalı bir elin tende gezmesi,

nice adağın ardından çınlayan çocuk sesi bayramdır.

Alnı açık yaşlanmak bayramdır; ulu bir çınar gibi ayakta ölebilmek bayram..

Bunların kadrini bilirseniz, kıymet bilmeyi öğrenirseniz her gününüz bayram olur.

Meraklanmayın, öyledir diye size deli demezler.

Deseler de böyle delilik, bayram artığı günlerdeki nankör akıllılıktan evladır.

Her gününüz bayram olsun..!

Can Yücel

“Can Baba Edebiyatı Fakültesi” “Forward E-mail ile Genel Kültür” bölümü öğrencisi köşe yazarları sunar…

Bakalım gelecek bayramlarda aynı hataya hangi yazarlar düşecek…

 

Aynı hataya düşen yazarlara ilişkin 2019 ilâvesi:

  • Yeni Asır Gazetesindeki “Bayram” başlıklı 5 Haziran 2019 tarihli yazısıyla Sezer Altan (Can Dündar’a ait metni kaynağını belirtmeden kullanmış. Bir intihal vakası daha)
  • HalkTV.com.tr’deki “Slumpflasyon’lu bayramınız kutlu olsun…!” başlıklı 1 Haziran 2019 tarihli yazısıyla Fatih Ertürk
  • Anayurt Gazetesi’ndeki “Her nefes bir bayram” başlıklı 3 Haziran 2019 tarihli yazısıyla Harika Ören
  • Fikriyat.com’daki “Kaç Türlü Bayram Var?” başlıklı 3 Haziran 2019 tarihli yazısıyla İsmail Güleç
  • NGazete’deki “Huzurlu Bayramlar” başlıklı 4 Haziran 2019 tarihli yazısıyla Muhammed Rıdvan Sadıkoğlu
  • Bursahayat.com.tr’deki “Sağlıklı olmak, bayramdır…” başlıklı 5 Haziran 2019 tarihli yazısıyla Feza Şen

2018 ilâvesi:

 

Yorumunuzu yazınız...