Mîsâk-ı Millî’nin Sınırlarının Halep Erbil ve Kafkasya’yı İçerdiği İddiası Doğru Değil

Yanlış İddia

 

Bülent Erandaç, Takvim Gazetesi’nde 18 Ekim 2016 günü yayınlanan “Musul sadece Musul değildir” başlıklı yazısında Mîsâk-ı Millî’ye ilişkin hataya düşmüş:

"MİSAK-I Milli (Ulusal Ant), Kurtuluş Savaşı'nın siyasi manifestosunu oluşturan beyannamedir. Osmanlı döneminde son Meclis-i Mebusan'ın aldığı en önemli karardı. Amasya, Erzurum ve Sivas kongrelerinin ruhunu yansıtıyordu ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylandı. Bu ruhun çerçevesi "Kıbrıs, Halep, Musul, Erbil, Kerkük, Balkanlar, Kafkasya" diyerek, gönül coğrafyamızı tarif ediyor. ."

İlk dikkat çeken hata, Amasya’da bir kongre toplandığı iddiasıyla ilgili. Halbuki, Amasya’da Kongre toplanmadı. Genelge yayınlandı.

Gelelim asıl hataya. Mîsâk-ı Millî’de Bülent Erandaç’ın saydığı bölge ve yerlerin adı açıkça zikredilmez. Mîsâk-ı Millî’nin sınırları arasında “gönül coğrafyası” değil, bir ülkenin sınırları zımnen tarif edilmiştir. Mîsâk-ı Millî’de tarif edilen sınırlar içerisinde de Halep, Erbil ve Kafkasya yer almaz İsmail Soysal (1983). Tarihçeleri ve Açıklamaları ile Birlikte Türkiye’nin Siyasal Andlaşmaları, I. Cilt (1920-1945), Türk Tarih Kurumu Yayınları).

 

Mîsâk-ı Millî Orijinal Metni ve Günümüz Türkçesine Tercümesi

misak-i-milli

 

Mîsâk-ı Millî’nin Günümüz Türkçesine Tercümesi

İstanbul 28 Ocak 1920

Meclisi Mebusan üyeleri, Devletin Bağımsızlığının ve ulusun geleceğinin, haklı ve sürekli bir barışa kavuşmak için katlanabilecek özverinin en fazlasını gösteren aşağıdaki ilkelere eksiksiz uyulmasıyla sağlanabileceğini ve bu ilkeler dışında sağlam bir Osmanlı Saltanatı ve toplumunun varlığının sürdürülmesinin olanak dışı bulunduğunu kabul ederek, şunları onaylamışlardır:

Madde 1. Osmanlı Devleti’nin, özellikle Arap çoğunluğunun  yerleşmiş olduğu, 30 Ekim 1918 günkü Silâh Bırakışımı [Mondros Mütarekesi] yapıldığı sırada, düşman ordularının işgali altında kalan kesimlerinin [o sırada Hatay ve Musul bölgesi Türk egemenliği altında idi] geleceğinin, halklarının serbestçe açıklayacakları oy uyarınca belirlenmesi gerekir; sözkonusu Silâh Bırakışımı çizgisi içinde, din, soy ve amaç birliği bakımılarından birbirine bağlı olan, karşılıklı saygı ve özveri duyguları besleyen soy ve toplum ilişkileri ile çevrelerinin koşullarına saygılı Osmanlı İslâm çoğunluğunun yerleşmiş bulunduğu kesimlerin tümü, ister bir eylem, ister bir hükümle olsun, hiç bir nedenle, birbirinden ayrılamayacak bir bütündür.

Madde 2. Halkı, özgürlüğe kavuşunca, oylarıyla Anavatana katılmış olan üç il [Elviye-i Selâse yani Kars, Ardıhan ve Batum Livaları] için gerekirse yeniden halkın serbest oyuna başvurulmasını kabul ederiz.

Madde 3. Türkiye ile yapılacak barışa değin ertelenen Batı Trakya’nın hukuksal durumunun belirlenmesi de, halkının özgürce açıklayacağı oya göre olmalıdır.

Madde 4. İslâm Halifeliğinin ve Yüce Saltanatın merkezi ve Osmanlı Hükümetinin başkenti olan İstanbul kenti ile Marmara Denizinin güvenliği her türlü tehlikeden uzak tutulmalıdır. Bu ilke saklı kalmak koşulu ile, Akdeniz ve Karadeniz Boğazlarının dünya ticaret ve ulaşımına açılması konusunda, bizimle birlikte, öteki tüm Devletlerin oybirliği ile verecekleri karar geçerlidir.

Madde 5. Müttefik Devletler ile düşmanları ve onların kimi ortakları arasında yapılan andlaşmalardaki ilkeler çerçevesinde, azınlıkların hakları, komşu ülkelerdeki Müslüman hakların da özdeş haklardan yararlanması umudu ile, bizce de benimsenip güvence altına alınacaktır.

Madde 6. Ulusal ve ekonomik gelişmemize olanak bulunması ve daha çağdaş biçimde, düzenli bir yönetimle işlerin yürütülmesini başarmak için, her devlet gibi, bizim de gelişmemiz koşullarının sağlanmasında, bütünüyle bağımsızlığa ve özgürlüğe kavuşmamız ana ilkesi varlık ve geleceğimizin temelidir. bu nedenle siyasal, yargısal, parasal vb. alanlarda gelişmemizi önleyici sınırlamalara [Kapitülasyonlar] karşıyız. Saptanacak borçlarımızın ödenmesi koşulları da bu ilkelere aykırı olmayacaktır.

 

misaki milli belge

Yorumunuzu yazınız...